26 Şubat 2007

Oscar

Hiç haberim yoktu ama dün akşam oskar töreni yapılmış. bana haber vermediler anlayacağınız. her neyse sırf daily show daki adam sundu ise kaçırdığıma üzülebilirim. geçen sene acaip matraktı. baktım da kimler kazanmış diye departed almış 4 tane falan. filmi düsünüyorum tamam kötü film değildi ama çok da sufer de değildi. ama zaten baska ne film vardı ki. onun dısında listeye bakınca biraz bana herkese bi oskar düssün kardes payı yapalım gibi birsey sezinledim. sezinledim de nooldu bise olmadı. Amerikan film endüstrisi artık teenager lara hitap ediyor. zaten amaç da o
film denen sey beyin yıkamaktan baska birseye hizmet etmeyen birsey. e bakıorum filmlere bana hitap etmiyor simgelerdir sunlardır hersey ayan beyan ortada duruor. konu diye birsey kalmadı zaten kendilerini paso retakelere serilerin devamını çekmeye verdiler. geçen su rambo serisini seyrettimde o kadar hersey net ve bariz ortada ki yapılmak istenen verilmek istenen o filmin neden yapıldığı falan. onun için bakıorum filmler artık büyükleri çekmiyor. sadece veletler daha yeni sinemayı kesfedenler gidiyor sinemaya. bakıorsunuz onlara hitap eden filmler gişe yapıyor. şu son ghost rider olayı beni irkiltti. eva mendes denen kadın ve nicholas cage. konu tamam hayran kitlesi olan bir konu cizgi roman uyarlaması ama karı rol yapmanın 100 km yakınından bile geçmiyor nicholas desen zaten facia uyuz bi adamdır bi de sanırım karıyla oynamaktan da memnun diil iice yansımıs bok gibi bir film ama bakıorum insanlar deli gibi sinemaya gidip bi de sufer film demiorlar mı. işte bu noktada ben kopuyorum..

Edit : ellen dejenere sunmuş. haberdar olmamam gayet isabet olmus. nefret ve de bir o kadar antipatik gelior bu kadın bana komik bile deil uyuz bi sitcom u vardı bi bolum seretmee calısmıstım lezbien falandı galba.. çirkin bi de

24 Şubat 2007

DOSTLUK

Amerika’nın 5. Başkanı Abraham Lincoln, düşmanlarına çok yumuşak bir dil kullanırdı. Buna karşı olanların biri sorar:
- Düşmanlarını yok etmek varken, onlara hoş davranmanızı biz anlamıyoruz efendim?
- Onları dost etmekle, zaten yok etmiş olmuyor muyuz?

Perfume

Sanırım bu cuma sinema olayını bitirmenin zamanı geldi. Son bir kaç haftadır bu kaçıncı hayal kırıklığı. Neden var olduğunu anlayamadığım bir hikaye. Rezalet bir son. Bu kadar abuk bir çizgide gidip evet olabilir diye karşılamama rağmen sonunda kendini kaybeden bir film görmemiştim. Seyredin ne dediğimi anlayacaksınız ama seyretmeyin ve anlamayın gereksiz uzak durun. Black dahlia ghost rider ve bu arka arkaya 3 hafta rezalet. Demekki sinema olayını rutin hale getirmek için uygun bir endüstri kalmamıs ortada. Zaten retakeler ve serilerin devamını yapma olayı durumun vehametini ortaya koyuyor. Konu bitti.

23 Şubat 2007

HASET (KISKANÇLIK)

Başkasının, kendinden üstün olan herşeyini kıskanan, yani ondaki üstünlüğün, yalnız kendinde olmasını isteyen insana, kıskanç denir. Bu hâl, insanlığın en kötü huylarından biridir. Kıskanç insan, ömrü boyunca rahatsız insandır. Böyle insanlar, kendinden aşağı olan insanı görmez de, kendinden yüksek ve varlıklı insanın her şeyini görür ve onu kıskanır. Kıskanç insan, Allahü teâlânın kendisine verdiği şeylere râzı olmayan insan demektir. Allahü teâlânın verdiğine râzı olmayan insandan Allahü teâlâ da râzı olmaz. Allahü teâlânın bir insandan râzı olmaması ise, felâketlerin en büyüğüdür. Artık o insan, dünyada da, ahirette de hüsran içindedir. Yani zarardadır. Bunun için, kendisinde kıskançlık ve haset duygusu olduğunu görenler yavaş yavaş bu huylarından sıyrılmalıdır. Bu mümkündür. İnsanlar, kendilerini istedikleri kadar ıslah edebilir. Kıskançlıktan kurtulanlar rahat ve huzura kavuşur. Bu iş, zenginlik ve fakirlik işi değildir. Bu iş, kalbin zenginliği ve fakirliği işidir. Nice fakirler vardır ki, bir lokma ekmeği kazandığı zaman, Allahü teâlâya şükreder ve zenginlerin hâlini düşünmez bile. Nice zenginler de vardır ki, milyonlarına daha birkaç milyon ekleyemediği için üzüntü içindedir.

Kıskanç insan, başka bir insanın kendinden iyi giyinmesini, iyi yaşamasını hazmedemez. Yani onun boyunu, posunu, güzelliğini, çalışkanlığını, başarısını kıskanır. Daha kötüsü, onun başına gelen fenalıklara sevinir. İşte bu hâl, kıskançlığın en kötü derecesidir. Böyle insandan Allahü teâlânın yardımı kesilebilir. Daha da mahrum olurlar. İyi kalbli ve herkesin iyiliğini isteyen insan, Allahü teâlânın himayesinde demektir. Peygamberimiz “sallallahü aleyhi ve sellem” bir hadîs-i şerîfte buyuruyor ki: “Bir Müslüman, kendisine istediği bir iyiliği, başka bir Müslüman için istemezse ve bir Müslüman, kendisine gelecek bir kötülüğü, istemediği hâlde, o kötülüğü başka bir Müslüman için isterse, onun imanı tam değildir.” Yani, Peygamberimiz yalnız kendisini düşünenleri beğenmiyor. Başka Müslümanları düşünenleri beğeniyor ve öyle yapmalarını istiyor.

22 Şubat 2007

Odun

- Dur ulan! Kıpırdama ulan! Cüzdanını ver ulan!
Ahh sikiim. Bir bu eksikti. Adamın ulanları elindeki tehdit unsuru kelebeğin vadettiği saplanmadan daha acı verici.. Beynim irkilmiş vaziette ulanları algılıyor hazmediyor ve adamda utanmadan daha seri bir şekilde daha vurgulu sıralamaya devam ediyor. ulan ulan ulan. Ulanını da seni de sikerim ulağğğn die saldırmam lazım simdi normalde ama körkütük sarhoşum hatta odun gibi sarhoşum kör bi kütük bile birşeyler görebilir. ama odun cahildir varlığının önemini ortadan kaldırmıştır. sadece işlevseldir yakarsın ısınırsın kendime şaşıyorum bir anda oha ya karşımda adamın teki kelebeğini bir benim gözüme bir yanımdaki karının gözüne sokuyor. gözlerinde korku ve duvara sıkısmıs insan nefreti var herşeyi yapabilecek durumda yani ve ben bunları mı düşünüyorum. beynimi sikeyim. beynimi sikeyim. haydi içimden 20 kere bunu dicem. dışardan gelen ulanlar eşliğinde kelebeğin sallanma ritmine uygun beynim tekrarlıyor beynimi sikeyim beynimi sikeyim beynimi sikeyim. 3. 3te kaldım ya bi saniye şu tehdit unsuru kesici alete niye kelebek demişler ayıp birşey bence. işte bu düşünce ayıltıyor beni yanımdaki güzel vücüt kolumu artık koparcak sekilde sıkıp çekistiriyor. korkmus görünüyor. aslında görünmüyordur gerçekten korkmustur elbette sanarım. belki de korkmamıştır da rol yapıor olabilir mi. ah sikiim niye çıktım ki o bardan işte dünya boyle bir şey içmeye devam edip hapları çakmaya devam etmeliydim. ayılıyorum işte ayılıyorum ulan eşşoolusu sik kafalı göt oolanı parasız kaldıysan git banka soy anası su aygırıyla sikismis domuzcuk seni ne sikime ne hakla gelip de benim beynimi ayıltacak sekilde önümde baırınıp benim dikkatimi cekersin..

- İmdaaatt!!
bu orospu niye baırmaya basladı simdi yaa. diye kafamı kaldırdığımda olayı anlıyorum. kelebekli adam kan kırmızısı bir ifadeyle yerde yatıyor. benimde yumruklarım kan içinde nedense. hay sikeyim ayıldım ben ayıldım ben hay sikeyim!!.
-hadi gidelim kız. yoksa kelebeği götüne sokcam bu adamın..

19 Şubat 2007

Blue with Gray

Clubbing sound, beats all over the place and my body. Dark light, blue and gray lightning yada tam tersi. Müzik müzik müzik 5 tekila 3 bira eşliğinde nasılda yavaş yavaş fade in to sarhoşluk olmuş ve bedenim müziği sarıp sarmalamış salınıyor.. mmmhh bedenler her yerimde, tuvaleti bulmalıyım, itekliyorum dokunuyorum gözlerim yarı kapalı görmüyor sayılırım ama hissediyorum. bu saçlarını yapmış makyajın tarz getirisini benimsemiş yeniyetme delikanlının gömleği. bu elime batacak kadar sert uçlarıyla yepyeni bir kızın sert gögüsleri.. ittiriyorum sendeliyorum ve ilerliyorum. doğru olduğunu umuyorum yolumun. ve evet.. kapı; açıyorum ve bir bölmede klozetin üstünde son buluyor yorgunluk.. haplar haplar mmh bir an oramı buramı delicesine kazmayı bırakıyorum ve kollarımı güç onlardan gitmişcesine iki yanıma sallıyorum ve donuk donuk bölmenin kapısına bakıyorum. gri. neden gri. herşeydeki griyi algılamak gibi bir sorunum mu var yoksa. acaip tekila cekiyor canım birden ve tekrardan işime koyuluyorum. haplar haplar lanet olası haplar buluyorum ve yolluyorum. hala düşünebiliyor bu beyin.. ittiriyorum itekliyorum sendelemiyorum artık. bir an duruyorum müzik giderek içime giriyor. dinlemek için duruyorum. bir el vucudumda hissediyorum beynimi hissetmeye odaklıyorum. arkamdan dolanarak göğsüme uzanıyor düğmeleri açık gömleğimden kıllarımı çekiştiriyor. tırnakları hissediyorum. ojenin pürüzsüzlüğünü hissediyorum. birden tekila aklıma geliyor. ve öne doğru adım atıyorum. el kaçacak zaman bulamıyor. arkamdan küfür ediyor. içimden tekila diye bağırıyorum. müzik. kıvranan bedenler dipdibe çok hoş görünüyorlar. kadınların cıplaklığı ve tenlerin gri ve maviyi yansıtmaları gözlerimi dinlendiriyor. tekilayı erteliyorum. müziği hissederek orda kalabalıkla kımıl kımıl korkudan atan göt deliği gibiyiz. yanlışlıkla elimi bir kalçanın kıvrımlarında hissediyorum. ve çekmiyorum. bir süre sonra kalçanın bedeni bedenime yaslanıyor. görmüyorum. bacağımın üzerinde kalçanın bacakarasının sıcaklığını hissediyorum. üzerime abanmış gögüsleri yumuşak buluyorum ve itekliyorum ittiriyorum göt deliği olmaktan çabuk sıkıldım tekila bulmaya gidiyorum..

17 Şubat 2007

Ghost Rider

Bu kadar da berbat bir film yapılmaz ki.. Resmen çuvalla parayı döktük utanıyoruz ama ne yapalım başka çaremiz yok bunu vizyona sokmaktan denilerek bize ulaşmış bir film. Zait sağolsun hiç ilgilenmediğim çizgi roman filmlerine bir bağışıklık kazandım ve hatta inceden o fantastik dünyalar hoşuma gitmeye başladı.. Nedense ben hep zagor, Mr. No, teksas tommiks, kaptan swing insanıyım. Bu çizgi romanlarla büyüdüm. Küçükken fantastik romanlar ilgimi çekmiyordu. Bak düşününce garip yaf hmm. neyse bu da bir cuma gecesi yoğun bir hafta kafayı rahatlatalım gevşeyelim çerez bir film olsun diye seyredelim dedik de eva mendes nasıl kötü bir oyunculuk nası mal bir kadın bi de alabildiğine çirkin bir yüz e pes doğrusu diyorum bunu karsımıza aktris diye çıkaranlara. kadının bir cleavage i na 100 üzerinden 100 veriorum filmin tek olumlu noktası da oydu zaten. Niklıs zaten dandik bi adam ben sevmiyorum ama nedense hemen hemen bütün filmlerini de seyretmisimdir. yazık ya şu filme harcanan 120 milyon dolara üzülüyor insan verseler şu paranın 100 de birini koyayım ortaya bomba bir film her neyse bugün sinirlenmeyeceim. bekle beni oskar geleceğim.

15 Şubat 2007

Az kaldı

geçen sanarım akşam gazetesinde okudum çakıcıdan can dündara bir mektuptan bahseden bir yazıydı. ve nedense bu yazıya yüzde yüz katıldım evet çok boktan bir dünyada yaşıyoruz. can dündar anladığım kadarıyla çakıcıyla ilgili bazı programlar yapmış o da can dündarı akıllı olmaya davet ediyor ama ileri sürdüğü argüman çok gerçekciydi. bu argümandan çıkarak çok büyük genellemeler yaparak hayata baktığımda enteresan gözlemler ve onnarın damıtılmış analizleri canlandı zihin kıvrımlarımda şöyle ki : kurallara uymayanlar ve kuralları kendi çıkarında yorumlayıp kurallara uyanı da uymayanı da yeter ki onunde engel olarak görsün hedef gösteren bir nevi kukla gibi oynatmaya çalışanlar var ve bu dünyada bir de bu ikisinin arasında kalmış dier iki taraf dan hangisi kazanırsa kazansın bu oyunu arada her daim ezilenler var bu kadar baska bisey yok.
su başı belli sonu elbet bir gün geleceği belli bir hayat için ne hırslar ne hak yemeler ve ne vicdansızlıklar gerçekleşiyor. insanlar birbirlerine bir güç bir ideoloji kabul ettirme yarısında. kin nefret ayrımcılıklar ve baskaları üzerinde kendini üstün görme boyutları artık görülemeyecek biçimde büyümüş. insanlar o kadar seviyesiz hale gelmis ki ve istisnasız boyle herkes ama herkes birşey almadan birşey vermeyi düsünmüyor. her yapılan aksiyonun arkasında kendine bir fayda kendine bir çıkar en olmadı kendisi için bir iç rahatlama mevcut. iki sn kendisini düsünmeyi bırakıp da bir baskasının derdine iki sn ayıran kalmamıs yardım diye birşey kalmamıs. ve artık her insan gözümde böyle kurumus çekmis tükenmis ve simsiyah görünüyor. insanlara baktıkca midem bulanıyor. bende bunları göreli beri kendimi geri cektim ve bir iki senedir dozunu arttırarak naifliimi tamamen ortadan kaldırarak madem oyle benden de aynen böyle yi uygulamaya koydum ama diğer türlü mutsuzken simdi üç kat daha mutsuzum cünkü bir de olmadığım bir kalıba girmeye çalışıyorum sanarım yapamayacağım. kafam çok karısık tiksintim sınırsız
kaçmak kaçmak ve kaçmak istiyorum ama biliorum hiç bi zaman da olmayacak bu Allahım sen benim aklımı koru.

14 Şubat 2007

böeaahh

yorgunum, sıkıldım ve içimden bol bol küfür etmek geliyor ama etmek istemiyorum. seks yemek yemek ve uyumaktan baska bir eylence keyif zevk yok diğer herşey türev ve türeve giden yollar....... sıkıcı....

10 Şubat 2007

The Black Dahlia

Brian da Palmadır iidir heralde ve scarlett johansson oynuo gidelim görelim ablayı mantığıyla sinemaya gitmemek gerekiormus faciaydı bu kadar hiç bisekilde dahil olamadıım ve zar zor antrakta kadar sabredip ikinci yarısında tüydüğüm bir film olmamıstı aslında olmustu çok çoook önceydi filmi de anımsamıorum bu iki oluo. yarısında terkettiğim bir film daha vardı boogie nights ve sonra seyrettiğimde aslında o film fena gelmemisti sadece ilk seyrettiğimde yanlış zaman yanlış ortamdı sanarım. neese bu film berbat uykum geldii tipler ve tiplemeler iirenç komik olmaya çalıştıını düsündüüm anlarda sıkıcı olmuş aptal bayat şok etcek die hazırlanmıs sıkıcı komiklikler 150 tane isim duyuyorsun kim hangisiidi neydi aklında tutmakla uurasıosun ve dolayısıyla ben uurasmıorum ve bu sefer hersey çorba oluo

çok illa gitcem seretcem diosanız keif almak için egzersiz yapın 150 tane isim ve bissürü suratı eşleyin aklınızda tutun tekrarlayın çalışma yapın. burdan brian de palmaya bir sozum var bi siktir git..

Türkçe Şarkılar

İki tane var şöyle bir düşündüm de :

sezen aksu : küçüğüm
sibel alaş : adam

fazla bile aslında bunlar ama iyice zorlayınca üçe tamamlayabildim mustafa sandal : ağlatma (yada adını anımsamıyorum Bay E nin soundtrackindendi bana anlatma beni ağlatma)

8 Şubat 2007

Takdir edilesi içtenlik

6 Şubat 2007

Blood Diamond

Remarkable. iyi film olduğunu düşünüyordum ama bu kadar takdir edeceğimi düşünmemiştim. Bu arada hala olgunlaşıyor ama yine de Titanic'in o popsalak Leonardosunu alıp da adam ettiği için Scorsese'ye de bir helal diorum. Yönetmen ise eli öpülesi adam Edward Zwick. 89'da Glory bir zaman önce de Last Samurai. En çok filmin tonlamalarını beğendim. Çok dengeli. Daha doğrusu bir yerdeki koyulaşma bu filmde çok rahatsız ederdi ve bu rahatsızlığı vermeden hafif de kalmadan tam aşılmaması gereken sınırlarda irdelenmiş bir konu işlemesi var. Sokağın ortasındaki karar verme anı ve sonrasındaki ateş hattından kaçış bence çok çarpıcıydı. Beni çok etkiledi. Hükümet ve isyancılar birbirlerini yerken araya girmiş halkı hiç kinmse önemsemiyor. Batı kafasında sahip olduğumuz bütün temel fikirler afrikada buharlaşıyor. Jennifer Connelly aşık olduğum bir abla olması dolayısıyla ne yapsa olağanüstü o. Sadece tenini daha beyaz seviyoruz hafif bir afrika sarılığı için o da sanarım verilmiş renk biraz yapay göründü gözüme o da her filmini takip ettiğimdendir büyük ihtimal. Filmin beni en fazla çarpan sahnesi de solomonun londra da mücevher dükkanının önünde elmaslardan yapılmış bir kolyeye bakmasıdır. Bu sahne bütün filmi tamamlayan bir sahne. Esas mesaj burda bence o anda o kolyeyi görünce (kolye de denmez ya ona gerdanlık mı denir nedir artık) bütüün o elmasın çıkarılması için geçen süreç ölen insanlar ve tabi ki sınırdan geçrmeye çalışılırken bir koyunun postunun içine saklanması onun bulunduğu an ve o sırada kana bulanmış elmaslar bütün bu görüntüleri tekrar yaşatıyor. Bir daha elmas falan alamayacağım galiba. (Bugüne kadar hergun bir tane alırım alıskanlık işte..)
Bu arada beni şaşırtan filmden sonra biraz düşününce burda çok ciddi bir şekilde elmasa karşı bir belki az da olsa uzaklaştırma soğutma etkisi var. E seyredilen tüm diğer filmlerde görülen elmas işine hep yahudiler bakar. E yahudilerin eline bakan bir holivuddan böyle bir film nasıl çıktı bunu düsünmedim değil. Bir süre elmasa olan talebi azaltıp fiyatları yere sermek mi istiyorlar acaba nedir? Başka rakipler var piyasada galba. Sonuçta film kendi içinde zaten elmasların kanlı olmasının da ötesinde elmas pazarında nasıl bir pazarlama tiyatrosunun döndüğünü vurguluyor. O zaman böyle bir şeyi iddia eden bir filmin sütten çıkmış akkaşık ve hiç bir amaca hizmet etmediğini düşünmek naiflik olur. O zaman da film tek boktan yönüne sahip oluyor. Kendisini aşağılıyor.

5 Şubat 2007

Sci-Fi beni tahrik ediyor



Bilim yenilik ve keşifler beni çekiyor nedense..

Klipler ve Şarkılar



Bu klibi neden bu kadar sevdiğimi bilemiyorum??!



Sevdiğim Parçalar #2