18 Nisan 2006

Scrubs

İlk sezonlardaki ateşini kaybetti. Çekimleri, karakterleri, konuları seyrede seyrede tabi bir aşinalık oluyor ve bir süre sonra artık olaylar sizi çılgınca bir keyfe sürükleyecek kadar etkilemese de "aileden birileriymişcesine" ilgileniyorsunuz diziyle ama sonradan elbette kendim için geçerli bu; insanlardan nasıl kısa bir zamanda sıkılıyorsam bu sanal karakterlerden de sıkılıyorum ve uzaklaşıyorum. Eh ama şunu da söyleyebilirim haftada 30 dk görüşerek bir insanla 5 yıl gibi bi zamana ilişkinizi yayabiliyorsunuz. Kötü bir rakam değil 5 bence gayet iyi. Herşeyi hızla tüketmekten şikayetçi olan biri için hele...

1 ayda tüketmektense 30 ar dakikadan 5 yıl hmm gayet sounds fair..

Curb Your Enthusiasm

Manyak keyifli bir sit-com.

Seinfeld bunun yanında devede kulak kalıyor. Larry David'in çizdiği karakter yada direk kendisi bilmiorum artık ama sanırım biraz ondan biraz bundan sanırım tek kelimeyle harika kesinlikle harika. Diyalogların yazılmadan çekimlerin yapılması olayı da olayı farklı bir boyuta taşımış. Doğaçlamanın etkileri olarak da ayrıca incelenebilir.

5 Nisan 2006

Duvarsız Karanlıklar

Bir karanlığa giriş varsa - insanın genel yaşam alanının ışığa açık bir yer olduğunu baz alırsak - o karanlığın bir çıkışı olduğu yada gerçek bir karanlık olmadığı düşünülebilinir. Ancak insan ısrarla el yapımı karanlıkları örer kendi etrafına... Herkes ama herkes illa birgün gelir ve bakar ve görür ki yıllarca yaptığı uğraştığı şey bir şekilde kendi etrafına karanlıklar örmekmiş..

Neden..

İçgüdüsel birşey midir. Beynin kaçmaya olan şartlanmışlığı mıdır?
Işığın ortada olmak açıkta kalmak gibi alt anlamlara bürünebilmesi mi?
Neden her adımımızın çeşitli yüzdelerde mutluluk, acı, ve etrafımıza karanlık örmek gibi sonuçları olur ve bunlar birikerek bir yapıya dönüşürler..

Peki bu gayet normal olan bir süreç yine de, peki ben bu duvarsız karanlıkları örmeyi nasıl başardım?