28 Mayıs 2009

Romantizm

Bunca yıl o kadar dizi ve film seyrettim ve hepsinde dikkatimi çeken birşey var beni hep rahatsız eder. Her birbirine sevgi sözcükleri söyleyip de tutkuyla birbirlerine sarılan ve öpüşmeye başlayan çiftlerimiz mekan ve zaman umurlarında olmadan neredeyse hemen birbirlerinin elbiselerine saldırırlar. Sevmek sevişmek midir..
İlla sevişmek mi lazım.
Ben mi seksi sevgi ve aşktan ayrı gören her zaman illa birbirini takip etmemesi gerektiğini düşünen bir anormalim.
Her seni seviyorum dendiğinde sevişmek gerektiği için çiftler yıllar ilerlediğinde aralarındaki tutkuyu kaybediyor olabilirler mi..

Bunca yıldır filmlerle bilincimize işlenen bu olay yüzünden performansını kaybeden erkek ve kadın artık gençliklerindeki kadar sık sevişmek istemeyince bu sefer sevgi ve tutku dolu sözler ve anlar yaşamaktan kaçmaya başlıyorlar. Yada birisi sevgi sözcükleri söylerse o anda performansını tammalayamayacağını düşünen bir diğeri karşılık vermemeye çalışıyor ve bu da daha tehlikeli bir noktaya beni sevmiyora ve gerçekten çiftlerin içinde bir şeylerin ölmesine sebep oluyor.

Yapımcılardan ve yönetmenlerden ricam romantizm sevişmeye dönüşmesin artık.. Beynimizi bu şekilde şartlamayalım ilişkilerimizi kurtaralım..

21 Mayıs 2009

I am lost

Kendimi arıyorum. çok uzun zaman oldu.. her yönden her yönüme derinlemesine analizler yapıyorum. Ben neyim. Kimim ben. Bu olmuş olan ben mi?

Böyle mi olmak istedim. Beni bu bana sürükleyenler neydi. Bildiğim şu ki mutlu değilim.
Hissetmiyorum. Tamamen hissizim. %99 herşeye karşı hissizim..

Çok hislerimin kıpırdadığı anlarda mutlu oluyorum ama o anlarda bedelleriyle geliyor.
Nefes almak hiç kolay değil. Ödünsüz hele hiç değil.

Aynada kendimi inceliyorum. Bu beyaz ten bu sivilce izleri bu sakallar bu saçlar. Gözlerim.. Lensler. Çıkarıyorum flu takıyorum net. Ellerim. Yer yer sertleşmiş. Neler yapmış bunca zaman. Bacağım kolum bedenim. Bedenime bakmaktan alamıyorum. İçimi, iç organlarımı düşünüyorum. Hiç görmediğim ben parçalarım. Nasıl işliyorsunuz. Bir sorununuz var mı?

Ben neyim. Tatminsizlikten boğuluyorum. Neşe verenler bile sıkıcı.. her obje her var olmuş olan bir süre bir an ve bunların arasında da çok azı..

Ellerim daha doğrusu hareketlerim parmaklarımı açmak hareket ettirmek bir şeyi tutmak. derimin hissetmesi ama benim hissetmemem.

Çok fazla yattım sırtüstü. Kendimden dışarı çıkıp kendimi incelemeye..

hayat tamamen yok aslında. yokki neden bu mücadele ve yorgunluk. kendimi boşluğa bırakmak ve derin çektiğim nefesi de salıvermek istiyorum. 2 snlik boşlukta havada asılı duruduğumu anlama anındayım sadece ve hayat bu. ya şaşırarak düşeceksin yada bunu anlayarak rahatça..

önüme çıkan herşey düşmanım. insanlar özellikle
beni kimse bilemez bu da herşeyi düşman yapıyor..

düşüş...