29 Temmuz 2012

Dark Night Rises

Dark night my ass diyorum..
Bu kadar film olmayan bir film hiç seyretmemiştim. Hele bir de oluşturulan o kadar pr ve beklentiye kıyaslayınca rezalet..

Cidden anlamıyorum dünyanın her yeri moronlarla mı doldu. 250 milyon butcesı olan bır yapım ıcın cıkageldiğiniz senar yo bu mu.. Hödö hödö diye konuşan filmin başından beri olan adamı nasıl olduğu belli bile olmayan şekilde mi öldürürsünüz.

Dünyanın en klişe ve aptalca en yakınındaki en büyük düşmanındır twistini mi uygularsın..
Sevimli görünen bir kötüden en sağlam destekçi mi yaparsın.. bu bütçeyle ilkokula giden bir çocuğa yazdırdıysanız senaryoyu yapabilirsiniz tabe.. Batman diyosun ulan bastan sona diyalog da diyalog..

Bilyoner bir adam elagant bi herif kaliteli bi vigilante olması gereken adam ne idüğü belirsiz bi sacmalıklar içinde..

boktan film aman derim vaktinizi harcamayın..

17 Temmuz 2012

Kendimi Seviyorum

Başka insanların alanında olunca yada işte bir kesişimde "ben" liği sevmiyorum ama ben kendimi seviyorum. Algılama ve analiz yeteneklerimi, objektif ve insandan yana olmayı, hata yaptığımda bile bunu açıkca kendime eleştirebilmemi vicdan sahibi olmayı ve mutlu ederek mutlu olmayı sevmeyi beğeniyorum.

Benim gibi şekiller ve şablonlara takılmayan inandıklarına tutkuyla bağlı ama bu tutku için başka insanlara zarar vermeyen içinde insanı barındırabilen, almak kadar verebilmeye de yatkın mutlu ederek mutlu etmeyi seven insanları ve de en önemlisi ambalaja karşı kırıcı olmayan ve olabildiğince de bunu önemsemeyen insanları seviyorum..

Kendimiz haricinde dünya istisnasız çıldırıp iğrençleşmiş olsa bile utanmadan sıkılmadan ve umursamadan ve hatta bunun için zarar görecek bile olsak insan olmaktan, toplumda toplum yararına yaşamaktan kendi inandıklarından gerçeklerinden taviz vermeyen insanları seviyorum..

Her taraf azılı pisliklerle dolu olsa da etrafta eğer arayıp da bakarsak görebildiğimiz çok güzel hem içi hem dışı çok güzel insanlar var bunu görmek içimi neşe ve enerjiyle dolduruyor..

Books

Aylarca kitap okuyamadım.. Hayatımın hiçbir döneminde bu kadar uzun süre kitap okuma isteksizliği yaşamamıştım. Öyle devamlı alıp yığın oluşturan kitaplara her boş kaldığımda gözüm gittiğinde amaan off hiç canım istemiyor okumak dediğimi daha önce hemde bu kadar arka arkaya hiç hatırlamıyorum. Neyse bu durumu geçen gün kırdım.. Grange ın son kitabını aldım çerezdir hızlıca okunur diyerek başladım ve bir şekilde hız kesmeden de okudum ama bana birşey olmuş..

Kitabı okurken ve bittiğinde o kadar bana moronik ve aptalca geldi ki.. kitabın parçalarını hikayenin eklerini, bölümlerini direk algılıyorum. Yerleştirilmiş objeler olaylar direk kendini belli ediyor bunların ileride nerede karşıma çıkacağı çok bariz.. karakterlerin tavırları oluşumu herşey çok belli.. Film seyredemez olduğum gibi kitap da okuyamaz olmuşum artık..

Zekice gelemiyor. Fikir kitaplarını zaten okuyamıyordum çünkü ya düşündüğüm şeyleri anlatıyordu ya da düşünebileceğim şeyleri o anlatırken daha da derin ve detaylı düşündüğüm için kitaba başlayıp düşünceyi algılayınca hemen okumak işkence oluyordu. Hele bir de böyle belirli düşüncelere yönlendriren kitaplardansa ki genelde Tanrı var mı falan gibi kendi çapında bilgisiz düşüncesiz cahillerde saçma sorgulamalar uyandırma amaçlı kitaplar tam çekilmezlerdi..

Ancak biyografiler - otobiyografiler biraz ilgi çekici olabiliyor..
Ama beynim bir çok alanı bana kıvraklığıyla zehir etmeye başladığı gibi bunu da harcıyor..

13 Temmuz 2012

Gülümsemek

O kadar güzel birşey ki.. Her zaman yapamıyorum. yıllarımı somurtmaya beğenmemeye eleştirmeye adamışım.. Çok yanlış yapmışım. sevdiğim şeylere beni gülümseten şeylere. pinpon.. gönderdiğimde geri gelen gülümsemelere yönelmek insanı çok rahatlatıyor.

Dünya eğer insan kendisini kaptırır ve ne yaptığını sorgulamadan yaşarsa o kadar büyük huzursuz edici rahatsız edici tüketen ve üzen bir yer ki.. Ancak farkında bir şekilde seçimlerini istedğin ve bu dünyada en temel şey olan huzur mutluluk ve pozitifliğe yönlendirirsen yaşamak keyif de verir..

insanı ve insanın etkisini hayatımda sıfırladığım anda kendime iç huzuruma ve inançlarıma yöneldiğimde tek gerçek olan allaha yöneldiğimde gülümsüyorum. Kalbim hafifliyor. Kaygılarım yok oluyor..

Gülümsemek istiyorum ve gülümsüyorum. İstemek lazım, ulaşmak bir şekilde oluyor sonra..

11 Temmuz 2012

Sevmediğim İnsanlar

İçinde benlik olan benliği taşan, artan, fışkıran, zerresi olan insanlar..
Sevmiyorum. Ruhumu karartıyorlar. Başkasının kötülüğünü isteyenler, kendileri yukarı çıkamadığı için diğerinin paçasına asılıp en azından o da çıkamasın aşağı gelsin diye uğraşanlar.

Kendisine bakmayıp etrafını devamlı gözleyen haraketlerini çevresine etki üzerine kuranlar.
Sevmiyorum..
Hataya düşülebilir. Bende bazen insanlığıma kapılıp davranabiliyorum ama anında farkedip çok rahatsız oluyorum.

İnsanların birbirleriyle olan bu etkileşimi beni üzüyor. Ruhum sıkılıyor ve içim çok hasta oluyor. Neden diye düşünmeden edemiyorum. Kendimizi bu hayatta konumlandırmak için neden insanlara ihtiyaç duyuyoruz. Neden bunun iğrenç ve gereksiz bir şey olduğunun bilincinde olamıyoruz. Bu dünyaya başkalarına karşı üstün olmak, güç kazanıp onları gücümüzün altında hapsedip yönetmek için gelmediğimizi neden düşünmüyoruz. Daha doğrusu bu dünyaya neden geldiğimizi neden düşünmüyoruz. Neden şu kısacık ömrümüzde etrafımıza pozitif ve gülümseyen sevgi dolu etkileşimler bırakmaktan imtina ediyoruz.

Neden şu nimetlere bu dünyaya bakıp da Allah ı göremiyor birçok insan da kendi egosunu şişirmek gücünü artırmak ve beyninde kendisinin tanrı olduğunu kendine kanıtlayabilmek uğruna küçük renkli aptalca başarıların peşine evrim teorilerinin aptal bilimsel ispatlamalarda zihnini rahatlatmanın uğraşı içinde ölüp gidiveriyor. Etrafında herkes ölürken ve kendisinin de öleceğini kabul edip bildiği halde Allah ı inkar etmeye kendini onun dediklerini yapmaya ona inanmaya ikna edemiyor. Ne kadar garip bu nasıl bir benlik ve bu nasıl ahmak bir benlik. İslam ahlakını okuyunca insan şunu o kadar güzel görüyor ki eğer dünya ve insanlar hazır olabilseler de herkes bu ahlak üzere yaşasa cennet olur. ama yazık. Benlik öylesine birşey ve akıl öyle bir kandıran ki ateşi buz diye tutturur insana. Bir cümle kurdurtur insana ve kendisini tüm insanlardan üstün hissettirir. Allahım beni bu benliğine kapılmış insanlardan eyleme ve onlardan uzak eyle. Amin..

Bunları yemeyi seviyorum

Şu yiyip içip yazan adamların bloglarını okuyup bende yazmak istiyorum ama maalesef o kadar post yazacak kadar enercik değilim bende sevdiğim mekanları yicekleri sıralıyorum.. Yerken orgazmik zevk aldığım olaylar..

- Nestle Damak
- Kinder Pingui
- Pinkberry original - çilek, ananas, mango, muz, yaban mersini, kivi
- Black starbucks coffee
- Chai tea latte (sıcak)
- Pelit Ballı şu
- Midpoint Tagliatelle Alfredo
- Tribeca Tortellini Mantarlı
- Altındere Alabalık
- İsmailin Yeri pirzola
- Tarihi Alibaba Balıkçısı Izgara Akya, patlıcan ezme, beyaz peynir
- Tarabya sütiş peynir, börek, söğüş portakal suyu kahvaltı
- Ajia kahvaltı
- Gazebo öğlen kahvaltısı
- Teşvikiye Hacıbey İskender
- Ayazma Kadirin yeri Pide çay bahçesi - Süper pide, lahmacun, ayran
- Çiftehavuzlar Bedri usta - Bedri usta Şiş, Adana kebap, Bedri usta salata
- Tahtakale esnaf lokantası - döner
- Sultanahmet köftecisi selim usta
- Ramiz köfte
- Mcdonalds - Double cheeseburger
- Burger king - Big king XXL
- Carls Jr. - Portobello Mantarlı Burger
- Egg & Burger - Cheeseburger
- Limonata - Limonata
- Kömür lokantası - herşeyi nefis ama sütlü kadayıfı ayrı güzel
- Hacı Abdullah - Ayva tatlısı
- Takanik - salata, somon ızgara
- Sushico - sebzeli noodle,acılı çin tavukları, ballı ceviz, kızarmış dondurma
- Gelik mantarlı pilav
- Köşebaşı şaşlık kebabı
- Caffe Nero - Çilekli buzlu beyin donduran
- Zamane Kahvesi - Bilimum abuk subuk bitkili çay, pazı dolması
- Aslı Börek - Kıymalı su böreği (Taze ise) Baklavalar (cevizli)
- Fatihte sokak simiti, Haliç cdsindeki fırından mümkünse..
- Niğde Gazozu
- Özkaynak Soda
- Barbaros - tavuk göğsü, kazandibi
- Saray - Tavuklu çorba
- Kanyon Konyalı - Vişneli zeytinyaalı sarma
- Nektarin