28 Temmuz 2006

Depeche Mode

i feel you
your precious soul
and i am whole

we’re damaged people
drawn together
by subtleties that we are not aware of
disturbed souls
playing out forever
these games that we once thought we would be scared of
when i feel the warmth
of your very soul
i forget i’m cold
and crying
when your lips touch mine
and i lose control
i forget i’m old and dying

never again
is what you swore
the time before

why take the smooth with the rough
when things run smooth
it's already more than enough

as years go by
all the feelings inside
twist and they turn
as they ride with the tide
i don't advise
and i don't criticise
i just know what i like
with my own eyes

my little girl
drive anywhere
do what you want
i don't care
tonight
i'm in the hands of fate
i hand myself
over on a plate
now

oh little girl
there are times when i feel
i'd rather not be
the one behind the wheel
come
pull my strings
watch me move
i do anything
please

i'm going cheap
tonight

the damage is done
and i feel diseased
i'm down on my knees
and i need forgiveness

to have and to hold

sometimes i don't blame them
for wanting you
you look good
and they need something to do
until i look at you
and then i condemn them
i know my kind
what goes on in our minds

my secret garden's not so secret anymore
run from the house holding my head in my hands
feeling dejected, feeling like a child might feel

now i'm not looking for absolution
forgiveness for the things i do
but before you come to any conclusions
try walking in my shoes
try walking in my shoes

cry for you
seen the tears
roll down from my eyes for you
heard my truth
distorting to lies for you
watched my love
becoming a prize for you
seen the tears in my eyes
heard my truth turn to lies
seen the tears in my eyes
i'm not proud of what i do
when i come up
when i rush
i rush for you

this twisted, tortured mess
this bed of sinfulness
who's longing for some rest
and feeling numb
what do you expect of me
what is it you want
whatever you've planned for me
i'm not the one

is there something you need from me
are you having your fun
i never agreed to be
your holy one

in your room
where time stands still
or moves at your will
will you let the morning come soon
or will you leave me lying here
your favourite passion
your favourite game
your favourite mirror
your favourite slave
i'm hanging on your words
living on your breath
feeling with your skin
will i always be here

pleasures remain
so does the pain
words are meaningless
and forgettable

i'm shying from the light
i always loved the night
and now you offer me eternal darkness
oh girl
lead me into your darkness
when this world is trying it's hardest
to leave me unimpressed
just one caress
from you and i'm blessed

i surrender all control
to the desire that consumes me whole
leads me by the hand to infinity
lies in wait at the heart of me
moved, lifted higher
moved, my soul's on fire
moved, by a higher love

strung up by your insecurities
you can shine for me
somebody has to
shine for me
it's difficult not to
shine for me

like a cat
dragged in from the rain
who goes straight back out
to do it all over again
i'll be back for more
it's something
that is out of our hands
something we will never understand
it's a hidden law
the apple falls
destiny calls
i follow you

i'll be fine
i'll be waiting patiently
till you see the signs
and come running to my open arms
when will you realise
do we have to wait till our worlds collide
open up your eyes
you can't turn back the tide

happiest girl i ever knew
why do you smile the smile you do?

it's only when i lose myself in someone else
then i find myself
i find myself
there's a thousand reasons
why i should not spent my time with you

sea of sin i'm swimming in and i'm taking a dive

Romance & Cigarettes

Bu da enteresan bir film. Kesinlikle izlenmeli gerçi ben sıkıldım ve bıraktım ama değişik bir film izleyin derim bir film düsünmeme izin verince ben seyredemiyorum filmleri. Beyin bir yandan gördüklerini duyduklarını algılıyor onları process edio bir yandan da düsünüyo bambaska seyler üzerine ve bu yorucu oluo onun için ben seyredemedim ama keifli bir filmdi daa bos bir kafayla tekrar seyretmeyi denemek istiorum..

The L Word

Yepyeni bir dizi buldum. Türkiyede yayınlanmıyor sanarım ve henuz bende diziyi seeretmedim ama konu nefis. bir grup lezbiyen kadının hayatına bakış.. benim gibi kadın yazarları okuyup kadın yonetmenlerin filmlerini izleyen kadınların hayatına göz atmayı incelemeyi gözlemlemeyi seven bundan keyif alan birisi için orgazmik bir dizi olacağını düsünmekteyim. umarım yanılmam pek yakında seyrettikten sonra da yazacağım. su an amerikada sanarım 4. sezonu oynuyor.

Thumbsucker

Başka bir zamanda seyretmeye bile dayanamayacağım bir film belki de.. emin olamıyorum ama beğendim. aklımda kalan çok bariz bir sacmalık da yok. isterseniz konudan filmin ortaya koyduklarından birşeyler de edinebilirsiniz. filmin tek negatif yanı demeyeyim ama benim gibi bi adamda soru isareti bırakan dandik yani keanu reeves gibi bi adamın neden yan bir rolde bulunduğudur. film boyunca adamın oynadığı karakteri her görüsümde bu adam niye oynuoki bu filmde die 5 dakka filmden koparak bu soru isareti kafamda olarak filmi serettim belki de filme daha bi dahil olmamı engelledi bu durum. hayır filmden arada bi kopmanın gerekliliini düsünsem birşey demeyecem ama böyle bir ihtiyaç yok filmde. fight club bu yönüyle de çok basarılı bi filmdi arada bi filmin dısına alıodu sizi izlediklerinizi hazmetmeniz için araya geyik ama geyiin de çok temelinde yine filme katkı saalayan şeyler sunuyodu. ve izleyiciyi ki bana göre oldukca riskli ve zor birşeydir filmden çıkarıp tekrar içeri cekiodu bir izleyiciye bu aslında bir film dediiniz andan itibaren ona seyrettirdiiniz seylere kendisini kaptırmayı saalamk çok zordur gibime gelio ya bu fight club nası saalam bi filmdi yaa yok gelemedi onun gibisi senelerdir. zeka dolu bir senaryo işi bilen bir yonetmen ve muhdeşem oyunculuklar birleşince o filmin ortalığı darmadağın etmemesi gibi birsey sozkonusu bile değil..

14 Temmuz 2006

Turks

1552’de Türklere esir düşen İspanyol yazar Pedro, 3 yıl İstanbul’da kalır ve buradaki günlük hayatı, bilimi, adalet sistemini, en şaşaalı dönemi titizlikle kaleme alır. 1557 yılındaki bu yazılar, 20. yüzyılın başında bir İspanyol bilim adamı tarafından; “Kânunî Devrinde İstanbul” ismiyle de basılır. Bu eserden bazı bölümler:
Benim gezdiğim yerler dünyanın üçte birine yaklaşır. Hiçbir ülkede Türklerden daha faziletli insanlara rastlamadım. Türkler, Rum ve Ermenilerden daha bilgili oldukları gibi, okuma-yazma bilenleri de çoktur. Türk zenginleri, bizimkilerden daha cömerttirler. Kasabalarda ve tenha yollar üzerinde yolcular için kervansaraylar yaptırır, yollar açtırır, çeşmeler inşa ettirir, helâlar kurdururlar. Türkler, yalnız insanlara değil hayvanlara da iyilik etmeyi sevap sayarlar.
Bazı Avrupalılar; “Türkler zalimdir, cimridir, barbardır...” diye akıllarına geleni uydururlar. İnanın bunların hepsi yalandır.
Türk’ün adaleti; Hıristiyan, Yahudi, Müslüman herkese eşit olarak tatbik olunur. Burada bulunduğum 3 yıl boyunca bir tek cinayet olması sadece adalet sistemi değil, onların hayat tarzlarıyla da alâkalıdır. Mahkemelerinde, bizde olduğu gibi iltimas mektupları geçmez. Adaletlerinin en iyi tarafı, dâvâların kısa sürmesidir. Bir dâvâ 30 gün uzadı mı, çok uzun sürmüş sayılır. Adaleti tatbik etmek Türklere düşsün, biz de adaletin sade lâfıyla geçinelim!..
Türklerin sofra adabı da görülmeye değerdir. Yemeği bitiren; “Allaha çok şükür!” deyip kalkar, boşalan yerine başkası çöküp oturur. Bir evde, konakta, toplulukta herkes aynı yemeği yer. Artan yemekler, kedilere, köpeklere, kuşlara verilir.
Türklerin bize haklı olarak yönelttikleri tenkitlerin başlıcası, kirli oluşumuzdur. İspanya’da ömrü boyunca iki defadan fazla yıkanmış hiçbir kadın ve erkek yoktur. Türk hamamlarında çok su harcanır. Dünyada İstanbul kadar çeşmesi olan hiçbir şehir yoktur. Her sokakta muhakkak bir çeşmeye rastlanır.
İstanbul’u; Roma, Venedik, Milano, Napoli, Paris ve Lyon ile kıyaslamaya girişmek, pek büyük bir yanlış olur. Hepsini bir araya toplasak, gene bir İstanbul kadar olamaz. Bu hükme, esaslı incelemelerde bulunduktan sonra vardım...