25 Ağustos 2010

Birgün bu aptal insanlar chp yi iktidara getirmeyi başarırlar mı bilemiyorum ama korkuyorum ve üzülüyorum. Şu anda tüm o 2000 lerin krizini ve rezil Türkiyesini unutmuş insanların şımardığını görüyorum. Neden ve niçin olduğunu bilmeden 3-5 medya borazanının etkisinde kalıp tayyip erdoğana karşı çıkıyorlar ve onun iktidardan gitmesini istiyorlar birgün belki bunu da başaracaklar. İşte o gün bu ülkeye çok yazık olacak. Bir CHPli yada bir MHPli yada en kötüsü ikisi birlikte bu iktidara gelecek ve ülke yine ve emin olun ki bunların iktidarının üzerinden 1 sene geçmeden 90 ların o rezil ekonomik sosyal yapısına geri dönecek. Tek özelliği eline 3 5 dosya alıp televizyonlara çıkmak olan bir adamdan başbakan olacağını umanlar çok yanılacaklar. Tayyip yiyor, Tayyip şeriat getirecek, Tayyip padişahlık kuracak yargıyı da ele geçiriyor diye sadece çok belirli zümrelerin toplumu kendi çıkarlarına doğru yönlendirmek için ortaya attığı dangalak iddialara kananlar ve hepimiz çok ağlayacağız. ama iş işten geçmiş olacak. Çok yazık olacak, ülke hiç soyulmadığı kadar soyulacak, ülke hiç talan edilmediği kadar talan edilecek.. 


Daha önce iktidara yaklaşan bu insanlar nasıl olsa kaybetmeyiz diye yeterince soymamışlardı ki buna rağmen en tarihi ekonomik krizlerden birini yaşamıştık. Şimdi hem yıllardır iktidardan uzak olmanın hem de bir daha bu şansı bulamayızın etkisiyle öyle bir soygun yapacaklar ki halk pişman olduğunda ülke bir daha toparlanamaz bir halde olacak. Ben söz veriyorum bunları yapacağım diyene inanan bir halk. yazık. hiç mi ders alınmaz. hele de böylesine kukla ve oturduğu koltuğu dolduramayan hiç bir dişe dokunur yönetim başarısı geçmişi olmayan bir lider kılığındaki balona inanmak. yada tek işi gücü kürsüye çıkıp bağıra çağıra ağzından tükürükler saçarak ne dediği bile anlaşılmadan böğürmek olan bir çirkin adama inanmak bunların peşinden gitmek. 

Tayyip de suçlu, çok büyük vebal altında.. bir gün bunlar iktidar olursa bu onun suçu olacak ve bu vebali nasıl öder bilemiyorum. Eline geçen bu gücü doğru kullanamadıysa, ekibinde ve kendisinin yakın çevresindekilerin yolsuzluk yapmasına göz yumduysa yada yummak zorunda kaldıysa ve hatalı adımlar attıysa bunlardan dolayı da işte halk onu değil de diğerlerini seçecekse Tayyip de hatalı, Tayyip de sorumlu.. Yaptığım hizmetlerin milyonda biri kadar da çevreme gitmiş ne olur ki dediyse. Yada bunca şey yaptım diye türkiyeye bakıp da kibirlendiyse ona da yazık o koltuğa en başta talip olmasına da yazık..

Umarım korkularım olmaz. Bazen içimden aslında olsun çok matah birşey yapıyormuşcasına şu tayyip gitsin diye bağıranlar ve onları alkışlayanlar muradlarına bir ersinler de sonra görsünler o tayyip gidince ülke ne hale geliyormuş diyesim geliyor ama hemen tövbe ediyorum 3-5 balık hafızalı ve gözü dönmüşün, muhakeme yeteneğinden yoksunun pişmanlığını görmek için koskoca bir ülkeyi bir milleti tehlikeye atmayı düşünmek büyük şerefsizlik olur.. 

Allahım sen bizi basiretsiz, beceriksiz ve din düşmanı idarecilerden koru. 

15 Ağustos 2010

Uzanmış..

Öylesine uzanmış hafif tavana doğru yönelmiş gözlerimle karanlıkta görmeden düşünüyorum..
İnsanlığımı düşünüyorum..
Kalbimin çarpışını hissederek düşünüyorum..
Benden ne bekleniyor bilmiyorum yada herhangi birşey beklenmiş miydi..
Eğer öyleyse kimdi bunlar..
Bazı insanlar geliyor aklıma çeşit olarak.. Hırslı, mücadeleci, hedefli, boynu bükük, küçük başarılarda mutlu, başarısızlıklarını saklamaya çalışıp mütevazi görünme kılıfında, kibirli ama ezik, kibirli ama vahşi, hayatı ve dünyayı kendi hakkı gören vs.. binlerce..
Çoğu mide bulandırıyor..
Kendimi bunlardan hangisiyim acaba diyerek tanımlamaya ve bir sınıflandırmaya sokmaya çalışıyorum..
Bir sürü mide bulanıklığına ait olduğumu görüyorum..
Değişmiyor..
Bir şeyler değişmiyor..
Ruhumdan çok şey kaybetmişim, dünyanın etkisi ve varlığı zaten hiçbir zaman benim için gerçek olamamıştı.. Üstüne bir de bu kayıplar.. Ne istediğimi biliyorum ama takatim yok istemeye..
Gözlerim kapanıyor..
Bu anda kaç insan ölüyor acaba diye düşünüyorum.. Sonra da aklıma kaç insan orgazm oluyor kaç çocuk doğum yoluna çıkıyor..
Küçüklere bakıyorum, 10 yıl, 20 yıl, 40 yıl sonraları gözümde canlanıyor.. bende küçüktüm ve işte bilmem kaç yıl sonra bu oldum..
Ne oldum ben?
O gördüğün konuşamayan yürüyemeyen öylece uyuyup duran yada ağlayıp zırlayan küçük şey birgün insanların hayatında yer alcak. Karar verecek yapacak edecek..
Nasıl yorucu..
Gerçeklerden uzaklaşıyorum.
Her gün her an uzaklaşıyorum..
Kendimi kendime hapsedip kendimi sevdiğim ve saydığım sorunsuz bir imparatorluk kurmak istiyorum ama kafayı yemiş olmak ürkütüyor beni..
Yüzlerine bakıyorum insanların..
Karanlık, gözleri oynayan, sessizliklerinde çığlıklar atan feryat eden bağıran çağıran, baskı kurmak için yırtınan ve bunun için her türlü yolu deneyen çok ama çok fazlaca insan orada burada..
Ne kadar sevimsiz ne kadar uzak herkes, "ben"in var olduğu alanlar beni boğuyor. Herkes ve herşey çok çirkin ve bu karanlığın içinde bende ister istemez kapkaranlığım ve bu utanmama sebep oluyor.. ama çözüm yok..

13 Ağustos 2010

Hiç bir referandumda oy kullanacağımı düşünmemiştim. birisi söylese git işine başka derdim mi yok bir pazar günü bununla uğraşayım derdim. Ama ortalığı gördükçe bir oyun bir oy olduğunu düşünmeye başladım. Gerçekten hayır oyu vermeyi düşünen insanlar olduğunu görünce bunlara karşı oyumu belli etmem gerektiğini ve kendi sesimi bir oy ile de olsa (normali de budur bir insanın bir oy hakkı vardır) duyurmam gerektiğini hissettim. Beni buna zorlayan durumları eleştirmeyeceğim çünkü bu bir süreç ve bu olması gereken bir süreç ama inanıyorum ki herşey iyiye ve normalleşmeye doğru gidiyor.

Bugune kadar Türkiyenin içinde olduğu durum anormaldi. Giderek normalleşiyor. Bu değişiklik yapılırsa da bu normalleşme daha da yol katetmiş olacak. Beni oy vermeye iten en önemli etken de CHP'nin halkı salak ve enayi yerine koyarcasına AKP'nin yargıyı ele geçirmeye çalıştığından dem vurması oldu. Bir kere benim anladığım bir yerler ele geçiriliyorsa bile burada AKP değil hükümet bir yerleri ele geçiriyor olacak ve hükümeti beğenmezsin ve gönderirsin olur biter. Ha yok çoğunluk bir hükümeti seçiyorsa da o zaman bence sorun yok o hükümet özgürce istediğini yapsın zaten. Ben korkmam zira bunca yıldır iktidar olamamış aldığı en yüksek oy onlarca yıldır yüzde 20 leri zor geçmiş olan bir CHP devletin tüm kademelerini ele geçirip bu milletin anasını ağlattı da hala ayaktaysak daha kötü hiçbirşeyin olacağına inanmam. Sonuçta da çoğunluğun istediği seçtiği olacaksa da bundan güzel ne olabilir. Benim istediğim olmayacaksa bile. Nerede o sözde demokratlar.. Gerçek demokrasiye daha var ama geliyoruz ve bu güzel.. 411 el kaosa değil artık çözüme halkın istediğine temsilin gösterilmesine kalkacak..

Aklıma geldikçe sadece utanmazlar diyip kendimi tutuyorum.. Hala daha türbanı ben çözerim diyerek ortalıkta dolaşıyor bir de..

10 Ağustos 2010

Bugün x'un bir yazısını okudum ve birden düşüncelere daldım ve kendimi sinirlenmiş buldum. neden bilemiyorum ama elinde böylesine güç bulunan bir adamın bu kadar boş yazılar yazıp ve de hatta göbeğini kaşıyan adam diye tanımlamalar oluşturup insanları aşağılaması beni sinirlendiriyor. burda x bir örnek yoksa neredeyse bütün köşe yazarları ve elinde güç olup da iyi şeyler yapma imkanı ve aklı varken bunu kolaycılığa vurup kendi mastürbasyonuna yontanlar hepsi..
bu adam mesela devasa bir resim olan hayatın içinden miniminnacık bir detayı alıyor ve onun üzerine yükleniyor. bu şey gibi, uzaktan baktığınızda mükemmel görünen herhangi bir eser vardır el yapımıdır ama yakınlaşır iyice incelersiniz ve bazı noktaları hatalıdır işte bunun gibi. doğru söylemek cımbızla en nadide eserlerin bile bir yerlerinde var olan kusurları gözler önüne sermek yiğitlik değil olsa olsa luzumsuzluktur. Herşeyin yamuk yumuk olduğu bir hayatta ise senin kaygılandığın noktalar başkalarını ilgilendirmedi diye insanlara çamurlaşmak tanımsız.. hergün yazılarına eline ayağına sağlık diye yorum yapılsın bu yorumlar yapıldıkça da ben doğru yapıyorum zannederek aslında hayatın boyunca hiçbirşeye dokunmadan olumlu tek bir şey yapmadan zenginlik refah içinde huzur dolu güneşin üstüne hergün doğduğu ve kimsenin gölge etmediği bir hayatı yaşayıp hergün karla çamurla boğuşan insanların hayatını anlamadan onların hayatını daha da zorlaştırmaya ve de hatta senin o mutlu hayatına bir sıkıntı gelir diye o diğer insanların hayatını önemsemeden onları aşağılayarak karışma hakkını bulmak insan olarak bile görememek midemi bulandırıyor iğreniyorum..

göbeğini kaşıyan adamı tanıyorum ben, sabah kalkıp işine giden dükkanını açan akşama kadar birşeyler satabilmek için çırpınan, binbir taklalarla ticaret yapmaya çalışan zamanın dünyanın finansal dertleri ve dalgalarıyla boğuşan o fabrikada şu madende şurdaki restoranda bir geçim için terleyen bir adam. Çocuğunu elinden geldiğince ezdirmeden giydirmeye çalışan ezdirmeden herşeye sahip olması için çalışan bunun için giymeyen yemeyen, çocuğunu arkadaşları içinde mutlu görünce kendiyle gurur duyan. daha fazla imkana ulaşmak için iş yerinde orda burda fırsatlar bulmaya o fırsatları değerlendirmeye çabalayan belki bunu tamamen bencilce karşısındaki diğer göbeğini kaşıyan adamlarla mücadele ederek, atlatmaya çalışarak yapan akşam karısının yaptığı yemekte huzur bulmaya lezzet almaya çalışan, televizyonla günün tüm sıkıntılarından alacağından, borcundan zihin olarak uzaklaşmaya çalışan, kendisini düşünmeye zorlamayacak dizilerde filmlerde rahatlık arayan bir insan. gece olduğunda karısı yatmaya gittiğinde o televizyonu kapatıp balkona oturup sigarasını karanlığa yakan, borçlarını çeklerini kredi kartı taksitlerini kara kara bir müddet daha düşünen ve içeriden aslında omuzları çökmüş ama bunu belli etmemeye çalışan belki durum çok sıkıntılıysa sigara dumanına iki damla gözyaşı karıştıran adam o. Bu adam yıllarca o gelmiş başa çarpılmış bu gelmiş çarpılmış piyon gibi almışlar oraya vurmuşlar buraya ama bir dönem bir adam gelmiş ve onların dilini konuşan dertlerini anlayan ha belki hiçbir şeyi düzeltememiş, çok küçük kıpırdanmalar oluşturabilmiş ama o kadar.. Ancak onlara göstermiş ki o köşe yazarları o rahat huzur içindeki insanlar aslında göbeğini kaşıyan adamın yanında değil hala onu piyon yapıp sağa sola çatmakta onun için birşeyler yapma potansiyeli olan tabi o da kapasitesi kadar bir iktidarla savaşmak için kullanıyorlar onu. rejim diyorlar, birşeyler diyorlar beyni dolmuş taşmış bir adamı ilgilendirmeyen birşeylerden bahsediyorlar sonra da kendisine hakaret edip gülüyorlar
o kadar derdin içinde bu huzur içinde yaşayan insanlarla aynı kaygılara sahip olmadı diye aşağılanıyor.

bana çok yanlış geliyor. üzülüyorum.
önümüzdeki ayı nasıl çıkaracağını bilmeden, bıorçlarını tahsil edemediğin için kendi yazdığın çeklerin kaygısını duyarak o sigaradan derin derin çekmek ne demektir bilmeden yada daha da beteri bilerek gidip de boş boş tesbitler yapıp bir zümreye kendini alkışlatmak sonra dönüp diğerini alkışlamak al gülüm ver gülümlerle şen şakrak kahkahalarla kadehler tokuşturup yaşamak,... utanç verici..

ölüm tüylerimi ürpertiyor. 
ölüm nefesimi kesiyor
başka birşey düşünemez oldum bu aralar


ölümü hissetmekten kaçış yok 
erteleyemezsin

Siyaset bazen midemi bulandırıyor.. Türban meselesini birtek biz çözeriz diyen kemal beye başbakan bir yanıt vermiş. Demiş ki sen ve senin partin değil mi AKP nin ve MHP nin ve de bazı bağımsızların birleşerek 411 kişi evet dediği değişikliği anayasa mahkemesine götürüp oradan bu sorunun çözümünün iptal edilmesine sebep olan.

Evet ilginç değil mi ben bunu unutmuştum. Ve bu pişkinlik karşısında midem bulandı. Senin kitlen türban sorununun çözülmesini istemiyor ki. türbanın hatta daha da yasaklanmasını tamamen yok edilmesini istiyor. o zaman nasıl da çıkıp bir tek biz çözeriz diyebiliyorsun. Bu lafınla AKP nin kitlesinden oy mu alacağını zannediyorsun. Salak mı o insanlar bu nasıl bir hayal aleminde yaşamak bu nasıl seçmeni aptal yerine koymaktır. Herkes; olmaz ama hadi seçildiğini düşünelim o zaman bu konuyla ilgili yasak olan yere girene kadar takıyor ya yeter diyip geçeceğini ve işte bakın çözdük diyeceğini yada buna benzer bir saçmalık uyduracağınızı biliyor. Kim kanar ki.. Kendi seçmenine karşı gelemeyeceğini, partinin içinde dine imana karşı gözü dönmüş esas yönetenlere karşı gelemeyeceğini ve aslında senin de çözüme dair bir niyetinin olmadığını çok iyi biliyor..

Herkes senin o sorunu çözmek yerine o sorunun var olmasına sebep olduğunu ve çözmek bir yana daha da derinleştirmek için elinden gelen herşeyi yaptığını biliyor.. Türbanı yasaklatırken bayram ediyordunuz önlerini kestik diye belki ama işte milletin iradesine yapılan bu zorlamalar gün gelip içeride büyüyüp senin karşına dikildi değil mi.. Şimdi keşke böyle bir şey yapmasaydık da bunun sayesinde oy toplayan bir rakibimiz olmasaydı diyorsunuzdur. İnsanlara zulum ederseniz bir gün o zulum gelir döner dolaşır sahibini bulur.. Kim olursa olsun. Dikkat çekiyorum başkası da size zulum eder demiyorum o zulum gelir bulur..

Türban bir örnek çok rahat alıp her konuya uyarlanabilir. Samimiyetsiz, inandırıcılığı olmayan, beceriksizliği konusunda kimsenin şüphesinin olmadığı bir parti bugüne kadar her değişimin önünü tıkamış Türkiyenin kendi yolunda akmasını engellemiş. Yıllar kaybetmişiz.. Yazık.

9 Ağustos 2010

CHP, AKP'yi sivil dikta oluşturmaya çalışmakla, kadrolaşmakla falan suçluyor ya beni çok güldürüyor. Şu anda zaten bundan yıllar önce iktidarın kenarından köşesinden tuttukları zamanlarda yerleştirdikleri kadrolarla görüntüde sivil derinlere inildiğinde ne olduğu belli olmayan diktayı oluşturanlar zaten kendileri değil mi? %20 olarak geri kalan %80 i yada en azından %47 yi bastırıp benim dediğim olacak uygulamalarına maruz bırakan onlar değil mi?
AKP hadi diyelim ki "sivil dikta" oluşturuyor onların ancak yapacakları bu sivil dikta uygulama imkanını azınlık bir muhalefetten alıp halkın çoğunluğunun seçtiği hükümete vermek olabilir.
Bu da bana sanki demokrasi gibi geldi?

8 Ağustos 2010

Tayyip Erdoğanı seviyorum şu anda daha iyisi olmadığına göre bu adamın önü kesilmesin ve yürümeye devam etsin istiyorum.. İç karartıcı CHP ve benzerlerinden Allah korusun..