29 Şubat 2012

Apple

27 Kasımda apple hisselerini satmak için çok iyi bir zaman diyerek yazdığım yazıdan beri artan apple hisseleri şu an tam %50 artışa ulaşarak 540 doları gördü..

Aslında her yaptığım işte olduğu gibi analiz fikir geliştirme doğru ama çıkardığım sonucu uygulama zamanı yanlış. Şimdi bugünden geriye bakınca bunu görebiliyorum. Dolayısıyla kararımı değiştirme zamanı geldi diye düşünüyorum. Bugün 540 dolar apple hisseleri. ve bu yılın sonuna kadar 3 major ürün çıkaracak apple. Bunlar tabi ki steve jobs yaşarken planlandığı için appleın klasik heyecan uyandıran ürün konseptini bozmayacak ve henüz rakiplerinin de ürünleri piyasaya çıkmadığı için hisseleri satmak için belirlediğim zaman yanlış olmuş. ipad3 martta iphone5 temmuzda yine o sıralarda yeni macosx çıkacak ve appletv de yıl sonuna dooru çıkacağını varsayarsak ve microsoft ve androidin yeni sürümlerinin piyasada yer almasının üçüncü çeyreği bulacağını facebookun halka açılmasının üçüncü çeyrekte olacağını düşünürsek. apple hisselerini satmaya başlamak için uygun zaman aslında eylül ekim sonları gibi görünüyor. ama yıl sonuna kadar önceki satışların rakamlarının gelmeye devam edeceğini düşünürsek düşüşün hemen başlamayabileceğini de hesaplamalıyız. ancak 2012 den sonraki apple ürünlerinde artık steve jobs etkisi kalmamış olacak ve ben eminim ki apple o noktodan itibaren düşmeye başlayacak. burada microsoftun da çok ciddi bir şekilde rekabette tutunmaya çalıştığını ve başarılı bir yolda olduğunu belirtmeliyim..

Şu an ki düşünceme göre eylül sonunda 650 dolarlardan apple hissesi satılır bence..

28 Şubat 2012

Told you so...

Uyurken o güzelliğe en doğal ve kendinde olmadığı haliyle son bir kez baktım. Ne kadar çok zaman oldu. Çok zaman oldu.. Zaman geçirmedik.. Her gün zamanı beraber oluşturduk. Gülümsedim. Ellerim bedeninin üzerinde dokunmadan hissederek geçerken tüm o anıları içime çekerek gülümsedim.

Yürüdüm ve çıktım dışarı.

Bütün o gürültü ve dumanlı hava bir anda hayatın hızına yetişme telaşına kapılıp unutuverdim.

Ağladığında dayanamıyorsam eğer. Beni üzerek ağlatacak herhangi bir sebepler bütününden deha fazla üzüntüyü sadece o ağladığı için hissedebiliyorsam eğer. Sevdiğimi anlayabiliyorum. Çaresizlik içinde felç olup kalıveriyorsam. donup kalıyorsam. anlıyorum..

27 Şubat 2012

iTunes U

iphone un ilk defa adam gibi bişeye yaradığına şahit oldum. İTunes app university kategorisi var. ve hatta artık itunes U diye kendi başına bir app var buradan çeşitli universitelerdeki courseları takip edebiliyorsunuz odevleri ve sınavları yapabiliyorsunuz vs. bu deli hoşuma gitti. Ne kadar devamlılığım konusunda tutarlı olacağımı bilmediğim dersleri görmek için okula yazılmak belirli saatlerde gitmek yada e-dersler almak cazip bir fikir gelmiyordu. Ama böyle free bi app olunca kafama göre istediğim dersin ilgimi çeken lecture ına bakabiliyorum. ama iphone yetersiz kalıyor bunun için ya telefonu tv ye bağlamak lazım yada bir ipad almak lazım. Sanırım yeni standart telefonda bir windows phone işletim sistemli nokia, tablette ipad ve notebook da da windows işletim sistemli bir samsung ultrabook.

konumuza dönersek benim bu olayı sevmemin başlangıcı harvard unıversıtesı fall 2011 donemı probability 110 dersini takip etmemle başladı ondan sonra neler vara bakarken stanford unıversıtesı falan bissuru ıcerık gordum cok deısık kategorılerde... bır sonrakı hedefım bır fransızca dersı bulmak.. uygulanabılır olacak mı bakalım..

Fetih 1453

Filme vereceğim not 1,5/10 Öncelikle bu kesinlikle bir film olamamış. Görselleştirilmiş tarih dersi seyrediyor havasında bir şey yapılmış ve bir ders için ne kadar özenilecekse de anca o kadar özenilmiş. Sadece olayları anlatmak film yapmak değildir. En başta filmin ismini beğenmedim. Filmin isminde bence İstanbul geçmeliydi. Konstantiniyye olan bir şehrin, istanbul olmasının hikayesi bu en temelde ve filmin isminde de bu vurgulanmalıydı. AMa haydi bu bir bakış açısıdır diyebiliriz ama senaryo berbattı. Film zaten ilk başlarda önce medine sonra edirne istanbul yeniden edirne falan devamlı kısa kısa sekanslarla dolaşıp durduğu için bir süre filme giremiyoruz. Zaten bildiğimiz konuları görsel olarak izliyoruz. Arada anlatıcının varlığı sanki ders dinliyormuşuz havasına sokuyor. bu yönüyle tamamen berbat. Medine sahnelerinde kameranın peygamberimizin point of view undan verilmiş olmasını da ayrıca bir terbiyesizlik olarak görüyorum. sahnelerin zaten bir duygusal aktarımı olmadığı düşünülürse peygamberimizin istanbulla ilgili müjdesi yazılı olarak en başta verilse çok daha etkili olurdu.

Fatih i oynayan oyuncu o yükü kaldıramamış bu yükü kaldıramamanın dışında kötü bir oyuncu olduğunu da düşünüyorum. koskoca fatih iki vezire kızan istanbul düşmedikçe de mal mal surlara bakan bir adam olarak tasvir edilmiş. hele filmin bir noktasında haritanın üzerine bir hançer fırlatma sahnesi var ki güldürdü beni o kadar filmden ayrık duruyor ki belli 100 bin kere çekmişler bir türlü olmamış en sonunda bir tanesini koymuşlar. film baştan aşağı böyle akışa uymayan sahnelerle dolu. oldukça acemice yönetilmiş. filmde fatihin fetihle ilgili tek katkısı ikinci hisarı yaptırmak gibi görünüyor. oysa topları döktüren o gemileri yürüten o diyerek ve dinleyerek büyümüş bir nesil var sonuçta film yapıyorsan böylesine duygulu malzemeleri kullanmamak saçmalık. Fatihin atını denize sürdüğü sahne bu kadar kof işlenebilir o noktaya fatihin gelişinin duygu yoğunluğu her kare işlenmeliydi ve izleyici ile birlikte fatih de o sahnede atını denize sürmeliydi. filmin hiç bir sahnesinde karakterlerin duygularını hissedip bir şeyleri aştıklarında yada fethettiklerinde istanbulu göğsünüze sığamadığınızı ve gözlerinizin dolduğunu hissedemiyorsunuz. Bütün o savaş sahneleri gemi sahneleri yani bilgisayarlı sahneler filmin genel renginden gerçek sahnelerin görüntüsünden o kadar başarısız şekilde kopukki hiç bir zevk vermiyor. Kocaman kocaman kalablıklar gösterip daha sonra bütün savaşı iki kişinin 3-5 kişinin kılıç savaşına indirgemek de saçma olmuş. Araya serpilmiş iki üç top atışı bir kaç mancınık görüntüsü malesef çok hafif kalmış. Filmde bazı yakın kavga sahnelerinde allahuekber diyerek savaşan insanlar duysak da genel savaş sahnelerinde spartacus deki ayı bağırtısı seslerine benzer sesler dışında bir şey duyulmuyor. Eğer peygamberin müjdelediği bir ordu diyerek filme başlıyorsan bu insanların hiyaa ahhyaak şeklinde savaşmıyacağını da düşünmek gerekirdi. Ulubatlı hasanın neredeyse sancağı bir kadını düşünerek dikmeyi başardığını ima etmek falan saçmalık

sesler sahnelere uymuyor yankıları tonları ortamlarla alakasız.

Fatıhın fetıhten sonra istanbula girmesi çok sıradan. Ayasofyada clinton vari bir couck kucaklama sahnesi komik bile değil.

evet maddi imkanlar bu kadardı gibi bahane bulunabilir ama o zaman bu filmi çekmek zorundamıydın derler adama. bugüne kadar niye kimse çekmedi.. fikirleri yetenekleri olmadığı için değil ya.. bunu layıkıyla yapamayacaklarını düşündükleri için. sen bu kadar berbat bir film yapma cesaretini nereden buldun anlamadım ki..

24 Şubat 2012

Bir şeyler yanlış

Dünya çıldırmış bir şekilde son sürat bataklığa doğru gidiyor.. Bir şeylerin yanlış olduğunu hissediyorum ama bunlar nelerdir ve nasıl ortaya çıkarılır işte buralar çok karışık. Çünkü herkesin memnun olacağı bir ortak payda bulmak ve bunu baz alarak bir şeyleri doğru yanlış diye nitelemek neredeyse imkansız. Çoğunluğu baz aldığında ise belirlenen yanlışları düzeltmek yine aynı çoğunluğun işine gelmiyor.

Sistem o kadar çarpık ki, sistemden faydalananlar rahatsızlık duyduğu zaman sistemin yanlışları düzeltilebilir durumda ama bunu yapması gerekenler de sistemden faydalananlar olduğu için hiç kimse başkalarının iyiliği için altındaki halıyı çekme cesaretini gösterecek durumda değil. Bunu tetikleyen bir diğer unsur da sistemin altında ezilenlerin sistemden faydalanma şanslarının olması ve bir gün faydalanan tarafına geçtiklerinde geçmişlerini unutup ben kendimi kurtardım geride kalanlar düşünsün demeye olan yatkınlıkları. İşte bunu gören ve sistemden şu anda faydalananlar da ben kendimi bir başka açgözlü beni aşağı çekip benim yerime geçsin diye mi feda edeceğim diyerek sadece timsah gözyaşları döküyor ve elinin kenarıyla sistemin ezdiklerini düşünüyormuş taklidi yapıyor.

Ne kadar mükemmel bir sistem değil mi?

İğrençliği ve kokuşmuşluğu katmer katmer yapacak, vicdanları taşlaştırıp her anında kendini düşün vurgusunu beyne kazıyarak her türlü değişikliğin önüne geçecek bir sistem. Daha gaddar daha açgözlü daha acımasız bireyler yetiştiren bir sistem. Ve sistemden faydalananların birbirlerine artı tarafta oldukları sürece kenetlenmelerini sağlayan bir sistem.

Böyle bir sistemin içinde olmak mide bulandırıcı. Böyle bir sistemi görüp de birşeyler yapamamak insanı çıldırtıcı. ABC televizyonunun nightline programında Foxconn fabrikasıyla ilgili bir rapor yayınlandı. Apple'ın ipad ürününün üretimini baz alan. Onbinlerce işçi saati 1.7 dolara günde 12 saat çalışıyorlar. Yemek molaları dışında.. Yemekler 0.7 dolar. Ve line ın bir parçası oluyorlar. Elinden onbinlerce ipad cihazının bir parçası geçen bir işçi bırakın sahip olmayı bir ipadın tamamlanmış halini bile eline alma şansına erişemiyor. Bu dünyanın bir yanı bir diğer tarafta birisi 10 gün 1 aylık maaşını yatırarak ipad alıyor. 2 sene kullanıp daha sonra yenisiyle değiştiriyor. E-mailine işine ve eğlencesine daha iyi rahat ulaştığını düşünüyor. ipad aldığı parayı kazandığı işini daha etkin kolay yapabilmek için ipad alıyor. Bu ne? Bu nasıl birşey..

Korkunç bir tablo var ortada.

Bütün bu teknolojik gelişimin ve üretim bantları kurularak oluşturulan ve dev tesislerden çıkan ürünlerden binlerce beynin yanyana gelerek bulduğu oluşturduğu bu şeylerden kurtulmak gerekiyor. Nufusu 500 ü geçmeyen tamamen birbirlerinden bağımsız komünlerden oluşan küçük devletlerle kurulu bir dünya olmalı. daha yatay bir dağılım ve kolektif çalışmanın çok küçük boyutlar dışında olmadığı.. İnsanlık ancak o zaman huzura erecek yoksa hiçbirşeyini anlamadığımız ve eninde sonunda bir ucu gidip birilerine zarar veren işlerin bir köşesinde yıllarımızı çürütüp mutluluk için emeklerimizin karşılığını sistemin daha fazla sömürdüğü yada boyayarak önümüze sunduğu şeylerle heba edeceğiz ediyoruz..

22 Şubat 2012

Teknoloji

Modanın teknolojinin çok gerisinde kaldığını düşünüyorum. Artık iplik ve kumaş teknolojisi değişip tamamen görüntü verme yeteneği olan elbiseler giymeliyiz. bilgisayarımızdan istediğimiz desen ve renkleri tasarlayıp kıyafetlerimize yükleyip onları giyebilmeliyiz..

Değiş

Hayatımda ilk defa param olmasını istedim. Gazetede - detaylarını tam anımsamıyorum - okuduğumda etkilendiğim o antepli amcanın kurduğu yardım fidanı beni çok etkiledi. Çok basit bir şey yardımcı olmak herkesin yapabileceği birşey ama kimse yapmıyor. Yada çok az yapıyor yada çok gereksiz yapıyor. Ama tabi ki hiç yapmayandan yapan daha iyidir ama bu konuda bir insan asla tatmin olmamalı. Haber şöyle birşey. amca bir gün bir kamyonet alıyor gidiyor lokantalarla anlaşıyor akşam o gün kalan yemeklerini alıyor ve gece de olsa geçte olsa yoksul semtleri dolaşıp o çöpe atılcak yemekleri fakirlere dağıtıyor. Bu kadar basit. İstanbulu ve binlerce yeme içme yerini düşünüyorum ve israf olan çöpe atılan tonlarca yemeği.. Ve bir tarafta bir kuru ekmek bile bulamadan yaşayan insanları. Bir semtin kedileri ve köpekleri bile şişman bir semtte insanlar açlıktan ölme noktasında.. Hele bu internet çağında bunları organize etmek o kadar kolay ki. Bir yazılım, bir dağıtım ağı ve bir gönüllüler ordusu. yine aynı yazılımla çalışma saatleri organize edilmiş şekilde.. Bütün bir şehrin ve bütün bir ülkenin doymasını böylece garantiliyebiliriz.. Bir gün bunu yapacağım. Ama umarım bunu elinde imkanları olan birisi okur ve o daha önce yapar. Hatta daha da ideali direk yemek pişirip dağıtabilmek.. Eski imarethaneler gibi..

20 Şubat 2012

Güzel

16 Şubat 2012

Love the woman, like the video

Tamam hatuna karşı bi ilgim oluştuğu için abartıyo olabilirim ama.. müzik hoş, video hoş.. sözleri annamıom.. :) kadının tavırlar delilik ve neşe super.. kadın çok hoş.. böyle kalabalık deli dolu amaçsız savruk bir grubun içinde rengarenk hareketli enerjik ve spontane bir hayat. içinde çocuk ve sevgi olan ve bu yüzüne yansıyan dertlerin sorunların derinlerde gizlendiği arada yüzeye çıksa da aman be denip bastırıldığı aşık olunabilen bir sevgiliyle hayat.. gelenler gidenler hep bir akıp gitmek

Aşkı seviyorum

12 Şubat 2012

Mélanie Laurent - Beginners

Film güzel.. Eşcinsel temasını sevmesem de güzel zaten sanırım o da olmasa çok güzel diyebilirdim. Ama kadın aman allahım kadın çok güzel. Olağanüstü bir oyunculuk karaktere aşık olmamak mümkün değil. Kadın çok tatlı ve güzel bir hatun ama o durması konuşması konuşmaması duraksaması bakışlarıyla anlattıkları bakmadan anlattıkları olağanüstü mükemmel oynamamış gerçekten yaşamış sanki ve bu nasıl olabilir..