17 Ağustos 2004

Sevişirken Harcananlar

rahatsız sabahtan kopan bir parça olarak girdiyseniz güne, yaklasan aksamdan kacmak cekıcı olandır. ama dırenc ve ınat yorgunluğa goturen bır anayol. hem de durmaksızın.

dik dur! diye seslendi bana.

ne curetle diye dusundum. yalnızlıgıma yarıp gıren bır ses olmanın otesınde bır de bana yon verme pesinde dusuncesız.

dongusel hıtaplarda yabancılastıgımız nasıl da unutuldu saygı adına.


16 Ağustos 2004

Tavana Bakarken

Sarı otoban ısıkları giderek daha hızlı göz kırpmaya baslamıstı. Bir an gözü hız göstergesine kaydı. Hayret hiç 150 ye çıktığının farkına varmamıstı. Aslında araba kullandığının da farkında değildi ya. Ön cama vuran yağmur damlalarının sesi sileceklerin o monoton sesinin arasında eriyordu. Aşınmış lastıklı bir silecek kadar iğrenç bir seyin olmadığını düsündü. Önünü görmeye çalısmak için dikkatini yola verdi. Aptal silecekler silmekten çok önünü görmesini engelliyordu.

Bu monoton ses onu bir çesit hipnotize ediyor düsüncelere dalmasına sebep oluyordu. Düsündü oysa evde yatarken sessizlikte insan hemen yanıbasında saatin tik tak larını duyunca hiç böyle olmazdı. Uykusu varsa bile kaçar bütün gece cinnet geçirmeye ramak kala saati duvara fırlatıp kurtulurdu. Ama simdi bu silecek sesi onu uyuşuturabiliyordu. Bunlar aynı seylar değil miydi acaba. Hah saçmalıyordu gene

Yağmuru düsündü ne kadar hızlı yağıyordu yola çıkarken. Kaldırımda gördüğü kedi cin çarpmıs kadar hızlı kosarak kendini bir arabanın altına atmıstı. Üzerinde tüylerle sokakta dolasmak nası birseydi acaba.. amaaan merak edilecek baska sey kalmamıstı sankı. Acaba hangi kedi oturup bir yerde üzerimde kısa kollu giysi ve sandaletlerle yağmura yakalanmak nasıl birseydir diye düsünmüstür ki.

Gök yüzüne doğru baktı birsey göremedi.
Arabayı sağa yanastırdı. Yağmurun altına çıktı etrafndan tek tük de olsa arabalar geçiyordu.

Kelimeler

çok büyük bir enerji var içimde
zaptedemeyeceğim kadar çok
sonsuza kadar beni taşıyacak bir enerji
ama bedenim yorgun
kıpırdayamayacak kadar yorgun
bedenim duruyor
içimdeki enerji ise benden dışarı çıkıyor
hayal dünyasına gidip orada oynuyor
dolayısıyla benim hayatım oturduğum yerden geçiyor
hayallerim ise; anlatırken yorulurum.

Cümleler

müziğin sesiyle iyice uyuşan beynim teneffüs ettiği sigara dumanıyla iyice kendinden geçti

düşünme yetimi yitirdim bakıyorum görmüyorum ama zihnimde canlanan hiç bir şey de yok

bir yığın insanım insan yığını...

elim bardağa uzanıyor zar zor yakalayıp kaldırıp ağzıma dayıyorum

o kadar bitmisim ki dudaklarımı aralamak, o içkinin camın soğukluğu üzerinden kayıp
boğazıma yuvarlanmasını sağlamak bile bana zor geliyor

gözlerimi etrafımda dolaştırıyorum birşey göremiyorum

bardak hala ağzımda duruyor.
ilginçtir onu hala orada tutacak gücü bulabiliyorum ama bir yudum alamıyorum.
sanki asıldı kaldı orada kendimi iyice zorlayarak büyükçe bir yudum alıyorum
içki boazımı yakıyor ve geçtiği yerleri ateşe vererek mideme iniyor
en son vardığı ve durduğu yeri hissedebiliyorum

boş bakışlarımı yine etrafta dolaştırıyorum

kendimi zorluyorum en sonunda başarıp ayağa kalkıyorum
bir iki adım atıyorum ve yere yığılıyorum sırt üstü uzanıyorum ve uyuyorum sonrası ise hep hayaller kabuslar bir daha kalkamıyorum

Yığılana kadar doğuyorum, öldükten sonra yaşıorum. nefret ediorum.

Ben

ben başarılı "bir" taneyim.
bazen başaramayan binlerce beni düşünüyorum.
bazen de benlerin içinde başarılı olan beni.
diğer bireylere bakıyorum... Ve..
hatam nerede

pıfff

bugün yorgunum...