29 Kasım 2011

İçimdeki yalnızlığı hiçbirşeyle dolduramadım. Artık ümidimi kesiyorum. Her neyi arıyorsam öyle birşey yok sanırım..

27 Kasım 2011

Hayal etmek..

Bu aralar son 10 yılda son 20 yılda ne kadar herşeyin dönüştüğünü ve geliştiğini düşünüyorum. Ve bana şu anda gelişmemiş bir alan olarak resim fotoğraf ve video alanı kaldı gibi geliyor. Öncelikle çerçeve kavramı beni gerçekten rahatsız etmeye başladı. Bütün fotoğraflarımızın resimlerin ve video ların ister 16:9 yada 4:3 olsun ama bir şekilde bir çerçevenin içinde yer alması oldukça anlamsız geliyor. Bu çerçevenin dolayısıyla da "frame"in ölmesi gerekiyor. Özellikle resim alanında gittiğim sergilerde falan kendine bir çerçeve çizmiş ve bunun içine bir kompozisyon bırakmış her ressam oldukça lame görünmeye başladı. Bu hiçbir zaman bir zihnin beynin saf yansıması olamaz ve böyle olmayan hiçbir şey benim ilgimi çekmiyor. Çerçeveyi çizen bir beyin yada çerçeve tuvalin karşısındaki bir beyin onun içini doldurmakla kenarlarda bırakacağı boşlukların etkileriyle dolayısıyla kendisine dikte edilmiş bir uzayın içinde konumlanmayı hesaplar. Bu da ne kadar ilgi çekici olabilir ki. Bence tamamen değersiz birşey bu.. Aynı şekilde fotoğraf da böyle. Karenin içine nelerin girdiğiyle ilgilenmek ve onun içine soktuklarımızla gururlanmak aptallıktan daha beter.. Video ve filmler daha da beter o çerçevelerin içine oyunculuklar mizansenler emekler döküyoruz. Ama hep çizilmiş sınırların içine.. Artık yeni teknoloji nasıl olur bilemem. hologram teknolojisi bunu bitirir mi? Tam kestşremiyorum. Ama sanırım uzaklık yakınlık algılayan renk ve yansıma teknolojileri kullanarak belirli bir çerçeveyi baz almayan verilen ne kadar büyük ve ne ise onu alan bir teknolojiyle yansıtıp yeniden oluşturma gibi bir teknolojiye geçmenin zamanı geldi bence..

Hadi biraz ciddileşelim

Bugün 365 dolar olan Apple hissesi satmak için harika bir zaman olduğunu düşünüyorum. Uluslararası hisse senedi mevzusuyla uğraşan herkes bence Apple hissesi satmalı.. Yıl içinde 426 doları görmüş bu hisse için 2012 sonu - 2013 ikinci çeyrek sonu tahminim 210 dolar. Neden çünkü Steve Jobs öldü.. Apple artık teknolojiyi dönüştürecek ürünler çıkarma şansını yitirdi. İnsanları kendine hayran bırakan ürünlerin arkasında çok net olarak Steve Jobs'ın takıntılı bir mükemmeliyetçilikle kendi inandığının dışında herşeyi reddedip mümkünlüğüne bakmadan ve tüm rasyonel değerlendirmelere göre yön almadan yürümesi duruyor. Ancak her ne kadar bugün ilk Apple'dan kovulması sonrasındaki kadar aciz bir Apple yönetimi olmasa da ve Steve'in bu karakteri Apple da daha fazla yer etmiş ve yatırımcılar tarafından bu daha fazla anlaşılmış olsa da ben 1 sene içinde o firmanın yeniden büyük bir teknoloji şirketi nasıl yönetilirse öyle yönetilmeye başlayacağını ve bu şekilde bir yönetim tarzının da apple i öldüreceğini düşünüyorum. iTV sunulduğunda yeni ürün ve bu ürünün bi nevi Steve'in ölmeden önce başlattığı son ürün olması nedeniyle bir kıpırdama ve yukarı doğru bir çıkış fiyatlarda olacaktır ancak bugünkü değerinden daha fazla olacağını sanmıyorum. 2012 nin ikinci çeyreğinden sonra Nokia'nın bence iOS'dan çok daha mükemmel bir yazılım olacak olan Windows 8 li telefonları sunmasıyla Apple iphone pazarında çok şey kaybedecek. Ve zamanı geldiğinde iphone 5'in de artık çok bir şey en azından şaşırtıcı manada sunmayacağından emin olabiliriz. Hatta cihaz artık sorunlarla gelmeye başladı bile. Ve Arkasında Steve gibi bir adam olmadığı için soğuk corporate yaklaşımlarıyla tüketicinin o cihazları affetmeyeceğini de düşünüyorum. Bu arada Microsoft eğer bir adım öteye geçebilir ve Windows 8'i hem desktop ve notebook ve tablet ve de mobile telefonlarda tamamen birbiriyle uyumlu bir standart haline getirirse ve buna da Live hizmetini ve tüm o office vs applikasyonlarını entegre ederse Apple bir zamanların eğlendiğimiz ama artık gereksiz renkli ışıltılı ama çekici olmayan oyuncağı olarak kenarda kalacaktır..

24 Kasım 2011

The night is young..



Where you are thats where I wanna be
And through your eyes all the things I wanna see
And in the night you are my dream
Youre everything to me

Chorus
Youre the love of my life
And the breath in my prayers
Take my hand lead me there

I cant forget the taste of your mouth
From your lips the heavens pour out
I cant forget when we are one
With you alone I am free

Bridge
Everyday every night you alone
Youre the love of my life
Everyday every night you alone
Youre the love of my life

Outro
We go dancing in the moonlight
With the starlight in your eyes
We go dancing till the sunrise
You and me were gonna dance dance dance


Santana

20 Kasım 2011

Tepkisel bir yaşam

Öyle hissediyorum ki son zamanlarda çok garip bir ülke ve dünya oldu burası iyice. Böyle sürreal bir platformda ne kadar uyumsuz olunabilirse o kadar uyumsuz olarak tek başıma duruyorum gibi hissediyorum. 

Etrafım kavgalar tartışmalarla dolu. herkes her an birilerine üstün gelmek bir yerlerde birşeylere karışmak için devamlı polemik üretiyor. Ve daha saniye geçmeden hemen herkes saf tutuyor. Düşünmek yok tepkiyle yaşamaya başladı herkes. 
Anlam veremiyorum birileri yıllar önce ölmüş bir şairi bir sembol haline getirip ölümyıldonumunde ısmının arkasında sıra olup şaşaalı sozlerle birşeyler hedefliyor. ve aynen beklendiği gibi bir grup da itibarsızlaştırmak için argumanlar koyup orada saf tutyor. peki temelde ne bu.. ben de buna bakıyorum ve komık sacma sapan bir hayat yaşam dongusu.

gercekten bilemiyorum hayatım nereye gıdecek 
korktugum gıbı bır gun sokaklarda yalnız basıma soguktan mı olecegım 
yoksa hayallerım gercek olup en zırve noktada hazların dorugunda bı anda gocup gıdecekmıyım ama sunu dusunuyorum. hayat ıcıne atılıp da akıntısına kapılıp gıdılecek bırsey degıl 
sadece bıraz daha bılınclı olup ıluzyona kanmamak lazım

olumu kabullendıkten sonra hersey o kadar bos ve anlamsız kı. pısman olman dıye bır sey o noktadan sonra kalmıyor. bılmedıgın bır anda oleceksen pısmanlıgın ne anlamı var kı.. 

işte ben de tam bu noktada bır ınsan pısman olmayacaksa ıste en ozgur ınsan o ınsandır dıye dusunuyorum. pısmanlık yanlıs yapma korkusu yada yaptıgının zaman gelıp de yanlıs oldugunu anlama ve bunun sonuclarını bu seferde gızleme duzeltme ugrasları ınsanı kolelestıren seydır. 

akıntıya kapılmaya donersek aslında o akıntıya kapıldıgımızı zannettıgımız sey bızım kendımızı kılıtleyıp mudahele etmedıgımızde algıladığımızdır. oysa bır kucuk kulac bıle o akıntıyı yonunu herseyı sonuclarını degıstırır. pısman olmayacak bır ınsan da kendı mutlu gelecegını yada gelecekten ıstedıgı ne ıse onu gerceklestırecek adamdır.. 


Bir Gün II

Kitap bitti. Eh sonu çok tatmin etmese de beni evet başka türlü de bitmezdi zaten böyle bir kitap diyeceğim. Kitabı sevdim. Okurken canlandırdıkları güzel. Duygu iletimi güzel de film hiç olmamış. Kadın karakteri ben sevmiyorum. Anne hathaway patlak gözlü, koca burunlu çirkin bi kadın. Boy ve beden yuvarlaklık hat oranları da bence gayet oransız. Ama filmdeki oyunculuğu fena değil. Zaten oyuncu olarak fena değil genel kariyerine bakınca ona birşey demeyeceğim. Ama kesinlikle Emma değil bu kadın.

Gelelim Dexter a Dexter evet belki tip olarak olabilir uyabilir ama berbat bir oyuncu. Genç bir jude law daha iyi giderdi sanki.. adam bence oyunculuğuyla filmi mahvediyor. Tabi kitaptan uyarlama olması da önyargımı artırıyor sadece filmi seyreden birileri bu kadar acımasız olmayabilir çünkü herşeyi 90 dakkaya sığdırmaya çalışınca o duygu aktarımı kolay olmuyor ki bence yönetmen başaramamış anlatılan sahneleri kurmakla olmuyor maalesef bu iş. İşin garip yanı böyle bir filmi seyrettikten sonra kulaımda kalan bir şarkı olmadı bunu çok garipsedim. Filmde hoşuma gidense dekorlar ve kıyafetler. Kitabı okurken özellikle o yılların kıyafetlerini canlandırmayı gerektiren pek birşey olmuyor ama filmde tabi mecburen her yılın kıyafetleri renkleri ve bu değişimleri görmek güzel. ne kadar iğrenç giyiniyormuşuz diye bi görmek için değer aslında ..

genel olarak keyifli, romantik, melankolik.. iyiydi yani..

18 Kasım 2011

Bir Gün

Tanımlayamadığım sevdiğim birşeyler var bu kitapta.. okumaya devam daha bitmedi ama hoşuma gidiyor. lezzet saatleri.. tek kötü şey bendeki türkçe baskının kapağına film afişi şeklinde yapmışlar ve dolayısıyla anne hathawayi gordum ve şimdi kadın karakteri okurken gözümde hep o kadın canlanıyor biraz tad kaçırıcı bi durum.. ne salakça birşey kitabın kapağına filmi koymak.. ve yani o karakteri de bu kadın mı oynamalı yani benim okuduğum kitabın filmi çok daha değişik kafamdaki..

neyse bitsin birde filmi seyredeceğim bakalım hiç alakası var mı?


15 Kasım 2011

Yaşamak dediğin..

Gözlerini açmış kocaman bana bakarak şaşırmanı bunca zaman sonra anlamlandıramasam da hala sevimli buluyorum..

Neden diye soruyorsun. Ah işte bana sorulmayacak ender sorulardan.. Ciddiyetsizliğimi bilip kabullenmene aşığım aslında ama çaktırmıyorum.

Verdiğim süper gereksiz cevaba attığın kahkaha gülümsetiyor beni. seni seviyorum. evet sanırım evet evet kelime bu seviyorum. Ah gereksiz anlam yüklemeleriyle derinleştirilip çok zor bir kelime haline getirilmesini umursamıyorum biliyorsun. Seni seviyorum. Bu kadar basit işte..

Yaklaşıp sarılıyorum. senin sarılmaktan hoşlanmanı da seviyorum. Kendini dışarıya açamayan -  herkese değil ama birilerine en azından -  herkesden uzaklaştım ben. güven duymuyorum. yada aynı şekilde herkesin herkese aynı seviyede açık olmasını bekleyeni de sevmiyorum. özel nerede o zaman. özel güzel bir şeydir. sadece belli insanlarla yaşanan bazı şeyler tadı artırır.

haydi gel kumsala gidelim gölgede yarı uykulu akşam güneşini uğurlayalım..