24 Ağustos 2011

Hollow

Yine bir yorgunluk yine bir bıkkınlık. Bilinçli olmanın dayanılmaz ağırlığı..


Ne yapıyorum. Daha ne kadar ne yapacağım. 

Son günlerde gündemime giren şeytan, yeni dünya düzeni ve illuminati.. O kadar ruhumu sıktı ki.. Rahatsız oldum. Onunla ilgilenme buna bulaşma şunu zaten biliosun diye takılınca da insanlarla iletişimi ve yapacak edecek bir şeyi kalmıyor insanın. 
Şeytana tapan ve de bunların elinde oyuncak olmuş birebir ekmeklerine yağ süren insanlar ne kadar çoğunluktadır bilemiyorum ama hak yolu aramadan bu yalan ve geçici dünyada para ve güç sahibi olmak için kendini önemli zannetmek için herkesten farklı olmak ekstra güçler sahibi olmak için zevk için ve sahip olduklarını koruma gayreti için vicdanını ve ruhunu satan insanlara acıyorum. Bunun çok mild bir türünü kendimde de görüyorum bataklığa girmiş ve çıkamamış birisi olarak kendime de acıyorum. Ama ahmaklık derece derece en büyük ahmak olmaktan korkarım. 

Böyle bir ahmak ve rezil birisine rastladım. Adam oturmuş bu şeytanla işbirliği yapanları deşifre edeceğim diye bir site yapmış bunu gazlamışlar.  Kendisinin de dinden haberi olduğunu zannediyor ve o bakış açısıyla yazıyor. Ama kafayı new age felsefesine takmış ve mevlana ve muhyiddini arabinin de bu felsefenin görüşleriyle örtüştüğünü falan iddia ediyor. Ne tasavvuf nedir biliyor ne din iman nedir anlayabilmiş. Haydi bu büyük ihtimalle illuminatiyi ortaya çıkarıyorum diye araya sokuşturduğu yarım yamalak bilgileriyle herşeye zarar vermek amacında ya bunu okuyup da adama yorumlar yazmış olan dini aklına göre yorumlayan evet işte bu diye yazan allah razı olsun diyen yüzlerce zavallı. Allah hepsine ve arayan araştıran içinde bir boşluk hissedebilen herkese hidayet nasip etsin. Amin.

Doğru insanların izinde olmak doğru din iman bilgileri almak ve doğru alimlere tabi olmak çok büyük nimet. Aklıyla mantığıyla yorumlayan nefsine, nefsine uyan da şeytana uyar. 

Bir de komik teori var ki şeytan aslında kötü değilmiş. Allah tarafından kötüyü oynamak için görevlendirilmiş de aslında fedakarmış. Şu linke tıklayın ve şeytanın neden lanetlendiğini okuyun.  Buradan da şeytanın çeşitlerini okuyun..

İnsanların kibirleri o kadar kabartılmış ki. Aklıyla herşeyi anlaması ve aklıyla herşeyi eğip bükmesi istenir olmuş. Buna uyan da o kadar çok ahmak var ki. 
Çok basit olarak aklımızla dini tamamen anlayıp uygulayabilecek olsaydık o zaman peygamberlere ne gerek vardı? Sadece kuran okuyarak herşey anlaşılır olsaydı neden bir peygamber geldi. 
Eshabı kiram (peygamberimizi vefatından önce bizzat görmüş ve müslüman olmuş kimseler) arapça bilmelerine ve kuranı da okuyabilmelerine rağmen her ayetin manasını peygamberimize sormuşlardır. 
Peygamberin sünnetine uyanlar, mezhep imamlarına uyanlar, ve bir de yaşadığı dönemde peygamberin izinden gelen bir silsileye mensup bir alim zata tabi olanın daha başka birşeyi aramasına gerek yoktur. Ona düşen görev okumak öğrenmek ve uygulamaktır. Bunlara sahip olup da bilip de hala arayan doğru yolu değil aklına ve nefsine uygun bir din vaadedecek sapık bir tarikat arıyordur. 

İnternette araştırırken gördüğüm en garip şey de. Fıkıh bilgilerine sahip olmadan tasavvuf bilgilerine vakıf olmaya çalışıp kısa yoldan evliya olup kerametler gösterme hevesi. Ne kadar yanlış. Fıkıh bilgisi olmayan bir insan evliya olabilir mi? Olamaz. 

Ne yazmak için oturdum ve neler yazdım. Ama madem yazdık internette ilgimi çeken bulduğum bir kaç şeyden de bahsedeyim. Geçen bir arkadaşıma hipnozla terapi tavsiye ettiğim için dikkatimi çeken bu husus doğru yada yanlış da olsa önemsenmesi gereken bir konu. Şimdi tavsiyemin ne kadar yanlış olduğunu düşünüyorum. Yine şeytanı ve ona tapanları deşifre eden bir belgeselde zihin kontrolüne vurgu yapıyor ve hipnozla tedavinin ve hipnozun bir bilim olarak yaygınlaştırılmasından bahsediyordu. 2008 yılında yapılan bu belgesel aslında son 2-3 yılda bir anda amerikada şurda burda bilmemkimlerden icazetli hipnozcuların yerden biter gibi nasıl türediklerine bir açıklık getirmiyor değil. Doğru yada yanlış ama şu bir gerçek ki hipnoz denen şeyin ne olduğu hakkında hiçbir bilgimiz yok ve beynimizi kendi elimizle bu tarz tedavi yaptıklarını söyleyenlere teslim etmek bana çok yanlış göründü. 

Bir diğer konu bu hipnozcular gibi yaygınlaşan da ruh çağırma ölenlerle iletişim kurmak ve buna aracı olmak. Bu tarz insanlar da çok yayıldı bir anda.. Ruh çağırıyorum diyip de ruh geldi diyenler aslında cinleri dinliyorlar. Cinler en küçük yerlerden bile geçebilen ve uzun yaşayan varlıklardır. Dolayısıyla bir çok şeyi görüp bilebilirler. Ve bu şekilde inandırıcı olabilirler. Bu aracı insanlar da çaresiz insanları kandırıp onların merakı üzüntüsü ve gaflet anlarından yararlanarak ceplerini doldurmakla meşgul olurlar. 

Ruh çağıranlar, ölenin ruhu geliyor diye milleti kandırıyorlar. Kâfirlerin ruhları hapsedilmiştir. Gelmeleri mümkün değildir. Müslümanların ruhları ise, fâsıkların, kâfirlerin çağırması ile gelmez. Kâfirlerin ruhları hapis olduğu için rüyada bile görülmezler. Şeytan onların şekline girip görünür. (Miftah-ül-Cenne)

Ruhçuların ruh hakkındaki söylediklerinin hemen hepsi yalandır. Çünkü Kur'an-ı kerimde insanlara ruh hakkında çok az bilgi verildiği bildiriliyor. (İsra 85)

Ruhçular, fazla bir şey bildiklerini iddia ediyorlarsa, bu âyeti inkâr olur. İmam-ı Rabbani hazretleri, tenasühe inananın kâfir olacağını bildiriyor.



Hiç yorum yok: