10 Aralık 2012

Vaha

Vaha.. Düşünün. Çöl sıcağında.. bitap düşmüşsünüz. Tükenmişsiniz. Umudunuz da yok. Yanınızdaki son damla suyu içeli saatler olmuş. Ağzınızın içi kuruma noktasını geçmiş, diliniz kemikleşmiş.. Halüsinasyon ama acı veren halüsinasyonlar görüyorsunuz adeta. Ve daha ileriye gitmenin anlamsızlığı içinde son bir kez daha göz alabildiğine kum sıcak ve ulaşılmaz duran yakıcı gökyüzü dışında hiçbir şey olmayan dört bir tarafınıza bakarken yeşillikler içinde kocaman dallarından büyük yaprakların sarktığı bir ağacın gölgesinde kenarında sazlıklar olan bir küçük göl, öylece duruyor. İnanmıyorsunuz ama bir adım atıyorsunuz.

Kuşkucu bir bakışla adımlar birbirini takip ediyor ve adımlar koşar adıma derken takatsizlikten yere kapaklanılmış ama hala görüntünün kaybolmamasından alınan güçle umutlu bir sürünmeye dönüşüyor. Mutluluk. Zevk. Sonsuza dek orada yaşama isteği. Sizden daha fazla bir vahanın değerini bilecek kimse olamaz...

Hiç yorum yok: