22 Ağustos 2006

Bunalım

zihnim delicesine tarıyor ve herşey oldukça sıkıcı keyifler tüketilmiş ve bitmiş. mutluluk tükenmiş zaten teorime göre mutluluk doğduğun andan itibaren başlayan gelişiminle imkansız bir şey. doğduğun ilk an mutlu olabilime ihtimalin bulunuyor ama o anı da ağlayarak geçiriyorsun

sıkıntı olayı ama tamamen benimle ilgili bir şey hayatı böyle yaşamamak lazımdı zannedersem. bu kadar bilinçli olmak ve bu kadar herşeyin özünü görebilmek milyonlarca insanı gözlemleyebilmek bazılarını çok derinine bazılarını birarada olsa da bunlardan hep birşeyler çıkarmak ve bunları kendi hayatın ve etrafındaki çemberler ve onlarında içinde kalan herşeyle karşılaştırıp analiz etmek işte sıkıcılığı sağlayan ve en ufak bir ilginin var olmasını bile tüketen. uzun süreli ilgi alanlarım da oldu ama en sonunda onlar tek tük kaldılar ve onlarda tükendiler. artık hiç birşey ilgimi çekmiyor. çok da kendimi suçlamıyorum ne yapabilirdim ki böyle olacağını bilsem kendimi bu yönde ilerlemeye yönlendirirmiydim zannetmiyorum ama bu noktaya geldim ve değişim evet değişemeyen şeyler de suçlu masamın üstünde duran kırmızı küçük küp zamanla değişemedin ve siyah olamadın bir saks mavisi olamadın bir dikdortgen olamadın ve bende ilgimi yitirdim nasıl sıkılmadın hep aynı kalmaktan

kendimi çok net gözlemleyemiyorum aslında en çok merak ettiğim benim değisip değismediğim ben değistiğimi düsünüyorum ama bunu insanın kendisinin söyleyebilmesi kadar zor bir şey yok ama şöyle bir etrafıma bakıyorum ki eer cevremdeki objeler yer değistiriyor ve aynı kalmıyorsa ben de kesinlikle değişmekteyim. yada acaba ben hep aynı kalıyorum da onlar mı değişiyor kabus gibi bir düsünce ama sonuç tek bir doğruya çıkıyor oyle yada boyle artık keyif ilgi çekici mutluluk verici vakit geçirtici vs lerden hiç birşey bulamıyor olmak yok yok yok kalmamış

Hiç yorum yok: