19 Mayıs 2008

Bir İlk

Bilgisayarı aldım ve balkona çıktım. Gece burdan istanbul aslında fena görünmüyor lacivertin siyaha giden tonlarında asılı sarı beyaz ve kırmızı bazıları hareketli lambalar.. ah ve gemiler gemiler kesinlikle gece güzel bi dekor oluyor hava serin ve ben aslında üşüyorum ama içerideki uykusuzluğun getirdiği daralmaya çok özgürce geldi serinlik tenimi yalıyor.. brr tüylerim..

korkuç bir uğultu var oysa sesten de nefret ederim ama değişiklik adına şimdilik ignor ediyorum..

bir çok düşünce geçiyor zihnimden, özellikle ölüm son zamanlarda hep ve tek..

sevdiğim bir insanı kaybedince bir gün düşünüyorum da bir daha onu göremeyeceğim. gerçekten yani şu konuştuğum konuşmaktan keyif aldığım görmekten beraber vakit geçirmekten keyif aldığım ve sevdiğim insanlar bir gün ölecekler ve bir daha göremeyeceğim duyamayacağım. bilmiyorum sayıları fazla değil allahtan ve belki ben onlardan önce ölürüm..

bu dünyanın tek gerçeği ölüm. bunu kavramaya başlıyorum son zamanlarda. kesin ve net bilinen tek şey ölüm. herkes ölecek. öyle yada böyle. ve bu dünyada yaptığımız herşey ve hatta şu bedeni bile bırakacağız yanımıza kalmayacak ve öleceğiz.

bilmiyorum bu beni düşündürüyor. daha doğrusu bunu düşünmeden yaşayamıyorum. biraz aklı olan bir insanın bunu düşünmeden nasıl yaşadığını hiçbir zaman çözememişimdir. nasıl insan böyle birşeyi gözardı edip dünyada sanki ebediyen var olacakmışcasına hırsla mücadele eder ve sanki 80 yaşında ölecekmiş gibi planlar ve hedefler koyarak onlara doğru gider
sanırım düşünce öleceğim zaman öleceğim ben ölmeyecek gibi takılayım zaten öldüğümde olay bitecek şeklinde ama bilmiyorum ben takılıyorum.. bu tümseği aşamıyorum..

Hiç yorum yok: