3 Eylül 2010

Kıpkırmızı..
Çekiliyorum.. Belimden kucaklanmış sürüklenerek sanki.
Kırmızının çekimi işte. Gözlerimi yuvarlıyorum değişsin düzelsin istiyorum. Turuncu oluyor bir anda. Güzel mi?
Aslında pek beğenmedim. Açık bir mavi istiyorum herhalde. Ama mavi de sevmem ki. Kendimi kandırıyorum. Bordo. Mor. Parlayan bir gümüş grisi. Elimi uzatıyorum. Açıyorum avucumu parmaklarımı sonsuza ulaşmak ister gibi. Daldırıyorum en tepeden.. Yoğun kıvamda karışmalarını izliyorum.
Hissiz bir çene.

Vucudum da hep karmaşık.
Renkleri bir kenara koyuyorum. Birazını yanağımda bırakıp öyle kenara koyuyorum. Beden.
Beni yere bırakması için yukarı çeviriyorum gözlerimi nasıl bir anlam katabildiysem kendimi usulca alçalırken buluyorum. aman nasıl olsa bedenim sadece diyerek umursamıyorum hatta gülümsüyorum bile. Kurumuş renkler çatlıyor.

Bedenim karışık onu duymaya çalışıyorum. Hep severim o anda da denemek istiyorum. Her tarafını hareket ettirebilirken vucuduna beyninin emirlerini dinlemesini keserek sanki hiçbir uzvunun hareket etmeyeceği paniğini yaşatmak.

Gülümserken çatlamanın çizdiği yolu merak ediyorum.

Hiç yorum yok: