7 Ekim 2010

Reis Bey

Merhamet. aradığım kelimeyi buldum. O kadar büyüleyici ve mükemmel ki : Merhamet. Anlayabilene hissedebilene tek başına, tek kelime Merhamet.

Reis Beye takıldım son zamanlarda.. Ben bu filmi nasıl olmuşsa seyretmemişim. Ve geçenlerde oturdum seyrettim. Necip Fazıl'ın hissettiklerinden bir kuplenin benim de hislerime tercüman olduğunun bilincindeydim ama bu filmi seyredince çok temel çok çekirdek bir düğümlenmiş his çözülüverdi.. Herşey bu kelimenin etrafında.. Neden Necip Fazıl bana birşeyler hissettirebiliyor? Bunu düşündüm.. Başka şairler hatipler nice kelimeleri kuvvetli insanlar var. Etkileyen insanlar da var ama hiçbiri birşeyler hissettiremiyor kuru bir anlam, kuru bir bilinç yükselmesi, sıkıntı verici bir farkındalık hep aslında bana zarar şeyler.. Fark sanırım empatide sınırsız olmak. Dost düşman şu ve bu diye ayırım yapmadan kendine odaklanmak başka insanları kendini anlamak olunca konu tamamen unutmak ve kendine dönmek. Dostu da düşmanı da düşünmek endişelenmek hissedebilmek.. Bunu hissederek varolabilmek. Ve temel olarak hayrın da şerrin de Allahtan geldiğine iman etmek. İyiyi de kötüyü de yaratanın Allah olduğunu bilmek. Aslında tamamen kendinle ilgilenmek. bir kulu yanlışlıkla incitmekten korkmak.

Merhamet


Çok büyüleyici bir kelime. Ne diyeceğimi bilemiyorum. Bir kelime yazmaya çalışırken binlerce cümle aklımdan geçip gidiyor. Merhamet dolu insanların yanında insan kendini kuş kadar hafif, onbinlerce gülümseyen insanlarla bir meydanda huzur içinde birarada, yemyeşilin her huzur veren tonuna bürünmüş ve daha nice güzelliklerle doluymuş gibi hissediyor.

Merhamet sulu ve lezzetli bir meyve gibi zevk veren birşey..

Hiç yorum yok: