23 Aralık 2006

The Prestige

Bu sene seyrettiğim birçok filme göre iyi bir film olsa da fena değil kategorimi aşamıyor.
Nolan ismini görünce gitmeliyim diye düşünüyorsunuz. İlk filmindeki (parladığı) kurguda yaptığı zaman kullanımındaki yeniliği bu filmde de devam ettiriyor ancak o filmden bu filme binlerce bu tekniği alıp kullanan o kadar çok film seyrettik ki artık bu tarz zaman kullanımı görünce sinirleniyorum. Film anlatımı açısından seyirciye ilk bastan geleceği gösterip sonra geriye dönüp olan olayları anlatıp devamlı o gelecekteki önceden seyrettirdiğimiz sahneyle ilgili soru işeretlerini deşmek. Yada orda oluşturduğumuz önyargılı yada yönlendirilmiş sonucu sonradan gelerek yıkıp seyirciyi şaşırtmak bana çocukca, zeka yoksunu birşey gibi geliyor. Bende seyirciyi aptal yerine kolmayı severim aslında ama bu aralar ben hep seyirci olduğumdan bundan nefret ediyorum. Ve hep işin kolayına kaçmak olarak görüyorum. Acaba mesela bu film normal bastan baslayıp anlatılan bir hikaye olsaydı ne kadar seyredilir olurdu. Gerçi bu filmin bir motivi var kendini seyrettiren o da sihirbazlık ve onun sahne arkası sahne önü durumu bu ilgi cekici birşey her neyse bu yönden beğenmedim filmi.. Dekor falan fena değildi 1800 lerin sonunu bildiğimden değil ama benim hayalimdeki o yıllara uyuyordu ancak hapishaneye takıldım bence orada bir yanlışlık vardı. Hapishane çok yapay duruyordu. Sanırım yeni gibi durmasından duvarlar falan daha pis berb.at bi yer olması lazımdı gibime geliyor. Ve bence filmin en büyük saçmalığı bu filmde 1800 lerin sonunda klonlama makinesi yapıldığı iddia edildi. Bence çok büyük bir sacmalıktı. Bir de edison la tesla arasındaki o şiddete varan savaş teması da neydi öyle çok gereksizdi. Tesla'nın soyundan mı geliyor nedir Nolan. Başka bir film yaparsın Edisonun Teslaya nasıl hainlikler yaptığından dem vurursun da konuya hiç bir artısı eksisi olmayan bir sekilde araya sunu da katayım diyerek bir Edison haksızlıkları silsilesi ekleyemezsin. - E Teslayı kullanıyoruz onun hayatına da bakalım azcık be.. gibisinden bir türk mantığı. Nolan yoksa Türk mü?

Film konusundaki bu iki saçmalıkla kendini de hafifleştiriyor. Ama seyirlik bir çerez işte..

Değinmeden geçemeyeceğim bir nokta daha var. Scarlett Johansson bu kadar dandik bir yan rolde ne işin var? Bu filmde yine pek birsey belli olmuyordu ama Scoop daki halini görünce artık aşkım listesinden çıkarıyorum onu. Duba gibi..

Hiç yorum yok: